"Kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz? Sizin karşınızda kim var biliyor musunuz? Anlıyor musunuz? Anlıyor musunuz? Size soruyorum?" Sözünün burasında öyle bir titremeye başlamış ve öyle yüksek sesle haykırmaya başlamıştı ki, Akakiy Akakiyeviç değil kim olsa korkardı.