Gönderi

9/10 puan verdi
Çocukluğun Sonu |4+/5| Kafamıza belirli bir uzaylı tipini öyle bir kazıdılar ki, artık uzaylı dediğimizde aklımıza genel olarak hep benzer tipler geliyor. Uçan dairesinin içerisinden gelen, koca kafalı ama küçük vücutlu, kocaman kara gözlü varlıklar sanki gerçekten görülmüş de ekranlarımıza yansımış gibi. Halbuki alakası yok. Uzaylıları henüz görmedik şu an. Yoksa… Arthur C. Clarke bilimkurgunun üstatlarından biri. Bilimkurgu yazarlarından bir ordu kurulsa yüksek rütbelerde kendine yer bulacağına eminim. Yazdığı eserlere bakacak olursak; “2001: Bir Uzay Destanı ve Çocukluğun Sonu,” şu an ülkemizde çevrilmiş, baskısı rahatlıkla bulunabilecek eserler. Diğer kitapları zamanında basılmış ama şu an kolay kolay bulunmuyor. Ey İthaki, duy bizi. Peki bu kitapta tam olarak ne anlatılıyor. Yüz elli yıllık bir süreç anlatılıyor. Hem de iki yüz elli sayfada. Şöyle başlıyor hikaye; Amerika ve Rusya uzaya gitmek için yarışmaktadırlar. İkisi de uzay araştırmalarına fütursuzca yatırım yapmakta ve kendi vatandaşının aya ilk ayak basan insan olması için çabalamaktadırlar. Derken, gökyüzüne birçok gemi gelir. Devasa olan bu gemiler ile birlikte insanlık anlar ki, onların uzay macerası başlamadan biter. İnsanlığın ‘Hükümdarlar’ diye isim taktıkları varlıkların, insanları nasıl etkilediğini okuyoruz. Çocukluğun Sonu bir ütopya kitabı ve kurduğu ütopyayı girişi, gelişmesi ve sonucuyla anlatıyor. İnsanlığın, gelen uzaylılarla birlikte belirli alanlarda nasıl hızla bir devinim gerçekleştirdiği ve bazı alanlarda ise nasıl hayallerinden vazgeçtiğinin hikayesini anlatıyor. Ütopyanın adım adım kurulduğunu görmeniz ile birlikte, hikayenin ortasına geldiğinizde kurulmuş olan dünya çok daha mantıklı ve akıl işi geliyor size. Çünkü yazar size, diğer ütopya ve distopya hikayelerinin aksine kuruluş hikayesine kronolojik olarak anlatmış oluyor. Kitapta birçok karakter var. Yüz elli yıllık bir süreçten bahsettiğimiz için, zaman atlamaları ile birlikte birkaç karaktere sırayla uğruyoruz. Karakterlerin çok büyük bir derinliği yok. Ki derinliği olması planlananın karakterler değil kurulan dünya olduğu, kitabı okurken net olarak gözünüze çarpıyor. Bu güzel bir şey. Kitap, ütopyalara farklı bir açıdan yaklaşıyor. Arka kapağında da görebileceğiniz gibi, olası bir ütopyanın insanları ancak bir noktaya kadar tatmin edebileceğinin altını çiziyor. Bu bakış açısı hoşuma gitti. Düşündüğünüz zaman çok da olasılık dışı gelmiyor. Her şeyin mümkün olduğu, hiçbir şeyin zor olmadığı, kötülüğün var olmadığı ve herkesin mutlu olduğu bir dünyanın eğlencesi sonsuza kadar olabilir mi? Zorlukların olmadığı bir dünyada sanat ne kadar mükemmel olabilir? Bu sorunun cevapları aranıyor kitapta ve oldukça geçmiş bir zamandan aranıyor. 1953 yılından bu cevapları aradığı ve o yıllardan 2000’lerin sonrasına ışık tutmaya çalıştığı için okurken garip bir hisse kapılıyorsunuz. Mesela yazar, 2030’lar için bir teknoloji öngörmüş ama biz o teknolojiyi ya yıllar önce keşfedip bırakmışız ya da gerek görmemişiz gibi. Kitabın sonunu beğenmedim. Kötü bir son değil. Kitap en başından beri sizi o sona hazırlıyor ve bütün gizem ağlarını ona göre örüyor. En sonunda, bütün ağlar çözüldükten ve gizem pirüpak olarak karşınıza çıktığında hem şaşırıyorsunuz hem de kitabın başından beri bu sona hazırlandığını anlıyorsunuz. Çocukluğun Sonu, ütopya okumak isteyen herkese rahatlıkla önerebileceğim bir eser. Yazın anlamında Cesur Yeni Dünya’dan daha başarılı. Elbette kurulan dünyalar birbirinden farklı. Huxley’in dünyası birkaç yüz yıl daha ötede mesela. Ancak bu eserlerin yazılı birer metin olduğunu düşünürsek ve öncelik vermek zorunda olmasalar da, okurda estetik bir zevk uyandıracak cümleler kurma yükümlülükleri de olduğu için Çocukluğun Sonu birkaç açıdan daha güçlü. Bir de şöyle bir şey fark ettim. Ben, Robot’tan sonra bu eseri okudum ben ve Ben, Robot’ta sıkça geçen inisiyatif kelimesine bu kitapta da birkaç defa rastlayınca çevirmenlerini kontrol etmek istedim. Gördüm ki, iki kitabı da Ekin Odabaş isimli bir çevirmen çevirmiş. Kendime hayret ettim. Nasıl olur da farkında olmadan, gidip de bir çevirmenin koskocaman bilimkurgu klasikleri serisinde çevirdiği iki kitabın ikisini de arka arkaya okudum. Enteresan. Diyebileceğim her şeyi demiş gibi hissediyorum. Şimdilik bu kadar. Uzaylıların bizi barıştırmak için geleceği güzel günler dileğiyle. Kendinize iyi bakın.
Çocukluğun Sonu
Çocukluğun SonuArthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 20213,490 okunma
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.