Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Rudin
Genel olarak olay örgüsünden çok yazar karakterleri derin analizlerle bize anlatmayı tercih etmiş. Karakterlerin her biri özenle işlenmiş ve hepsinin ruhsal dünyasında gezinmemizi sağlayan yazar, aslında bu şekilde olayları daha tahmin edilebilir kılmış. Bu tahmin edilebilirlik son sayfadaki son paragraf için bence geçerli değil. Kitapta en çok hoşuma giden betimlemelerdi diyebilirim. Kitap, oldukça akıcı ve anlaşılırdı. Bir aydının, çok güzel konuşan bir aydının -hatta Lejnev tarafından Demostenes benzetilmesi yapılmıştı-, nasıl ordan oraya savrulduğunu ve konuşmasının ona güzel kapılar açsa da o kapıları açık tutmak konusundaki başarısızlığını öyle güzel işlemiş ki Turgenyev. Not: Bu kısımdan sonrası spoiler içerebilir. Rudin gerçekten etkileyici bir karakter. Konuşması, tıpkı herkesi büyülediği gibi, beni de büyüledi. Konuşmaları gerçekçi ve doğruydu, tavırları kibardı, açıkçası Rudin gerçekten bir beyefendiydi. Ne var ki, bu bilgilerini yaşama uyarlamakta konuşmakta olduğu kadar başarılı değildi. Cesaret ve özgüveni her ne kadar var gibi gözükse de, aslında yoktu. Tüm bunlardan dolayıdır ki, oradan oraya savrulup durdu. "Kaderim her yerden silkip atacaktır beni," demişti kitabın sonlarında. Yürek burkan bir cümle olsa da, biraz acımasızlaşacağım; her insanın kendi kaderine yön verebileceğini düşünenlerdenim. Rudin kaderi suçlamak yerine, yeteneklerini doğru kullansaydı ve biraz hayata kafa tutabilme cesareti gösterseydi daha farklı olabilirdi. Darya Mihaylovna ve Pigasov, beni kitapta en çok rahatsız eden karakterlerdi. Darya Mihaylovna'nın bencilliği, kibirli duruşu onu itici kılarken, kızı Natalya'yı biraz bile tanıma zahmetinde bulunmayışı ona sığ gözüyle bakmama sebep oldu. Natalya sakin yapısının altında aslında derin ve duygulu bir karakter. Bunun tek farkında olan ise Lejnev; zaten Lejnev birçok şeyin farkında olan, etrafındakileri çok iyi analiz edebilme yeteneğine sahip bir insan. Rudin; Lejnev'e sinik, Pigasov'a ise mefisto yakıştırması yapmıştı. Lejnev, sinik yakıştırmasını haketmiyor fakat Pigasov, mefisto yakıştırmasını haketmedi diyemem. Bir de unutmadan Lejnev'e, Darya Mihaylovna'dan Diyojen benzetmesi gelmişti; Lejnev kesinlikle "gölge etme" diyebilecek bir karakter. Volıntsev aşkına sahip çıkmasıyla takdir ettiğim, Aleksandra Pavlovna ise iyimserliği ve temiz yürekliliğiyle kalbimde yer edinen bir karakter. Fakat şüphesiz ki, kendime en yakın hissettiğim Lejnev'dir. Son olarak şu alıntıyı buraya bırakıyorum; "Kaçan insurges(isyancı)'lerden biri şöyle dedi: —Tiens! On vient de tuer le Polonais. (Bak! Polonyalı vuruldu.) —Bigre!(Boş ver!) dedi ve birlikte tüm panjurları sımsıkı kapalı, duvarlarıysa mermi ve güllelerle delik deşik edilmiş bir evin bodrumuna koştular. Polonais dedikleri Dmitri Rudin'di." (Sf.161) Dipnot: Kitap sonrası araştırma yaparken Rudin'in aslında Turgenyev'in yakın arkadaşı Mihail Bakunin olduğuna dair bir yazıya rastladım.
Rudin
RudinIvan Turgenyev · Karınca Yayınevi · 2006747 okunma
·
584 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.