Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

388 syf.
10/10 puan verdi
Uzun süre etkisinde kalacağınız ve "İleride bir gün yeniden okuyacağım İnşallah" diyeceğiniz ender kitaplardan biri. Sakin kafayla her satırın ağır ağır okunması gereken muhteşem bir eser, şaheser... Kitapta Türkiye'nin (bir genelleme yaparsak da dünyanın) içinde bulunduğu kaotik ve buhranlı durumunun, ideoloji savaşlarının üç karakter üzerinden anlatıldığını göreceksiniz. Giriş kısmı oldukça vurucu ve etkileyici, ortaları girişin etkileyici olmasından dolayı kısmen sıkıcı, son bölümü ise muhteşem diye tabir edebileceğimiz bir yapıya sahip. Kitabı okurken aklıma hep köy kahvelerinde dostça yaşayan, yardımlaşan, çalışan eğlenen, yeri gelince okey oynayan köylüler ve televizyonlar geldi. İçinizden "Ne alaka?" diyebilirsiniz, ister sağcı-solcu olsun isterse bu iki ana görüşün farklı türden alt görüşlerine sahip olsun, aralarında hiçbir problem bulunmayan, yardımlaşma dayanışmayı seven, komşuluk bağları ile birbirine bağlı insanlar, ne hikmetse başta televizyon dediğimiz basın organları yüzünden özellikle de seçim zamanları birbirlerine girebiliyor. İşte kitapta bu kaosun oluşması "ihtiyar" kavramı üzerinden anlatılmış. Üniversiteler, siyasi partiler, gazeteler, dergiler, vakıflar, dernekler ve diğerleri... İhtiyarın çıkarcı, sevgiden aşktan yoksun insanlardan kendi tabiri ile "diksürüngenlerden" kurduğu bir dünya... Hiçbir düzenin oluşmaması, devlet tarafından egemen kılınmaması için mevcut tüm düzenlerin birbirine girmesi, bu düzenleri savunanların sürekli kavga içinde olması yani bir kör dövüşü... Tarih, edebiyat, dünya görüşü ve siyasetten yoksun üniversite öğrencilerinin bilimle, tarihle ilgilenmek yerine işin kolayına kaçıp "slogan gençliğine" dönüşmesi, daha da kötüsü ülkeyi kaosa sürüklemesi... İşte tüm bunlar ihtiyar karakteri ile ustaca işlenmiş. Kitabın beni en çok üzen bölümü ise tabi ki kitaba adını da veren Çanakkale bölümü. Gerçekten de biz Çanakkale'ye ülkenin gençliğini, potansiyelini, umut taşıyan gençlerini, ülkeyi kalkındıracak evlatlarını gömdük. Tarık Buğra, bu bölümde çok etkileyici bir tespit paylaşır: Çanakkale'de ölen şehit olmuştur, anaları arkalarından ağıtlar yakmıştır, onları ölümsüzleştirmiştir. Ama ya sonraki nesil? Gençliğin neredeyse tamamının Çanakkale'de şehit olması nedeniyle, ülke kalkınamamış, sonraki nesil ise imkansızlıklar içinde kalmış, sıkıntı çekmiş ama ne şehit olabilmiş ne de arkalarından ağıtlar yakılmış. Gençlikleri mahvolmuş ama Çanakkale şehitleri gibi değer görmemişler... Yine insanların hırslarının, isteklerinin, bencilliklerinin anlatıldığı bir bölümde köy muhtarı olan birinin kendisinde devlet yönetecek kapasiteyi görmesi ama bunu hiçbir zaman gerçekleşirtiremeyeceğini bildiği için susacağını, İhtiyarın bu noktada devreye girip "okur yazar gururu" diye tabir ettiği silahını kullanıp insanları kibirli hale getirip bu durumdan faydalanması da beni en çok etkileyen bölümlerden biriydi. Daha da ilginci bu bölümün kitapta sadece yarım sayfalık yer kaplaması. Sonuç olarak muhteşem bir kitap. Özellikle politik okumaları sevenler için ideal.
Gençliğim Eyvah
Gençliğim EyvahTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 20181,051 okunma
··
320 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.