Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

658 syf.
·
Puan vermedi
Kitap şimdi bitti. İşin aslı epeyce alıştığım ve sevdiğim Jane’den ve onun dünyasından ayrılmanın garip hüznünü yaşıyorum. Başından beri üçüncü bir kişi, bir gölge olarak takip ettiğim hikayenin bittiğini gördüm ve karakterleri ardımda bırakarak o dünyadan ayrıldım. Kitapla ilgili söyleyeceklerime gelirsem: Üç öykücü kız kardeşten biri olan Charlotte Bronte tarafından 1800’lü yıllarda yazılmış bu eser anı tarzında bir roman ama tam anlamıyla bir hatırat ya da günlük değil. Bugün ve geçmiş harmanlanarak yazılmış. Reşat Nuri’nin Çalıkuşu eseri diyeyim siz anlayın; zaten çoğu yerde iki eseri karşılaştırırken buldum kendimi. Hala merak ediyorum acaba Reşat Nuri Jane Eyre’den haberdar mıdır, Çalıkuşu’nu yazarken bu kitaptan hiç ilham almış mıdır. Çünkü genel olarak temalarında bir benzerlik var. Yeniden asıl kitaba, Jane Eyre’e dönecek olursam; on yaşında bir çocuk olarak başlayan yolculuğunu yetişkin bir kadın olarak bitiren Jane’nin gelişimini, hayatını, kazançlarını ve kayıplarını, öğrendiklerini okuyacaksınız. 1800’lerin toplum yapısına, fikirlerine dair izler de var, Jane’nin bu fikirlere verdiği tepkiler de. Genellikle tepki göstermekten yana, bağımsızlık isteyen bir ruh Jane. Kadınlara biçilen rollerle de ilgili eleştirileri var, sanırım Viktorya döneminde başlayan İngiliz feminizminin izleri desem yanlış olmam (cahillik yapmış olabilirim). Kitap gotik bir tarzda yazılmış, yani genel olarak kasvetli bir hava hakim. Bronte kardeşlerden diğeri olan Emily Bronte’nin Uğultulu Tepeler kitabını okumuşsanız iki kardeş arası benzerliği tahmin edebilirsiniz. Romanın dünyası gri - mavi karışımı, binaları taştan ve soğuk, insanları ise felaketlerden yana bahtsız. Fark ettiğim ve biraz rahatsız olduğum bir nokta ise özellikle sonlara doğru romanda Hristiyanlık öğretilerinin bariz ön plana çıkışı oldu. Temanın içerisinde bu da vardı elbette, bir diyeceğim yok ki kültürün içinde olduğundan dinden etkilenmek ve yansıtmak normal ama dediğim gibi öykünün sonları biraz kilise vaazlarına dönmüştü. Yazarın neden yaptığına anlam veremedim doğrusu. 🤷‍️ Kitapla ilgili yazardan ve öyküden bağımsız olarak beni rahatsız eden en önemli noktaya geldi şimdi sıra; kitaptaki editör hatalarını hiç yakıştıramadım doğrusu sevgili İthaki. Devrik ve karışık cümleler, imla ve noktalama hataları, yanlış yazılan kelimeler: Editör başta biraz özenliydi de sonlara doğru resmen işi başından atmak ister gibi yapmış düzenlemeyi. En basitinden bağlaç olan de ile ek olan -de’yi nasıl yanlış yazar? Cümle içinde büyük harfle kelime yazıldığı nerede görülmüş? İşi espiriye vuracak olursam hani kendini romana öyle bir kaptırdı ki düzenlemeye dikkat edecek hali kalmadı diyeceğim. Beynim okumaya devam ederken bu yanlışları da düzeltmeye çalışmaktan yoruldu (biraz da eğitimimle alakalı). Pek beceremesem de benim kitapla ilgili değerlendirmem bu şekilde. İngiliz dönem romanları seviyorsanız okuyunuz, okutturunuz efenim.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · İthaki Yayınları · 201831,1bin okunma
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.