Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

99 syf.
·
Puan vermedi
Yedinci Mühür filminde 14. yüzyıl ortalarında Antonius Block ve silahtarı Jöns Kutsal topraklarda Haçlılar adına uzun yıllar savaştıktan sonra vatanları olan İsveç’e geri dönerler.Ancak İsveç’te veba salgını vardır artık şehirde ölüm kol gezmektedir. Ölüm beklenmedik bir anda Antonius Block’un karşısına çıkıp Blockun canını almak ister. Fakat Antonius Block ölüme satranç oynama önerisinde bulunur. Böylece Block satranç oyununda ölüme karşı koyabildiği sürece ölüm onun canını almayacaktır. Şövalyenin canının bağışlanması da bu satranç oyununun sonucuna bağlıdır. Satranç oyununda Şövalye’nin yaptığı her hamle onun ileriki hayatını etkileyecektir. Bu durum Sartre’ın özgürlük ve sorumluluk kavramlarını akla getirir. Sartre’ a göre “İnsan özgürlüğe mahkumdur.” İnsan kendi eylemleriyle kendi kendini sürekli dönüştüren,ileriye doğru atılan zorunlu olarak özgür bir varlıktır. Ayrıca özgür olmak da sorumlu olmak demektir. İnsan içinde bulunduğu duruma karşı vereceği kararla gelecek anlam kazanmaktadır. İnsan bu yüzden de bunlardan sorumludur. Tüm bu özgürlük beraberinde sorumluluğuda getirir. İnsanlar hem kendisinden hem de herkesten sorumlu dur. Şövalyenin de ölüm ile satranç oynaması hayatta kalıp kalmayacağını belirleyen zorunlu bir eylemdir. Şövalye ölüm ile satranç oynarken yaptığı hamlelerle oyunun gidişatını belirlerken şövalyenin oyun sırasında yaptığı özgür seçimlerde onun ve etrafındakilerin geleceğini tasarlar.   Yedinci Mühür şövalyenin kitap boyunca ölümle satranç oynayıp aradığı sorulara cevap bulmak için zaman kazanarak Tanrı’yı, hayatı ve yaşamanın anlamını sorgulamasını gösterir. Bergman Yedinci Mühür ile ilgili şu sözleri söyler. “Küçük bir oğlan çocuğu için ayin büyüklere özgü bir işti. Peder kürsüde vaaz verir,cemaat dua eder, ilahi söylerdi. Bense kendimi kilisenin tavan ve duvarlarındaki ortaçağ resimlerine verirdim. Orada insanın hayal gücünün arzulayabileceği her şey vardı: melekler, azizler, ejderhalar, peygamberler, şeytanlar, insanlar…Ortaçağ ressamları bütün bunları büyük bir duyarlılık, yetenek ve neşe ile resimlemişlerdi.Bu beni çok etkiledi. Bu duvarlardaki dünya benim için baba, anne, erkek ve kız kardeşler ile yaşanan günlük yaşam kadar gerçek hale geldi. Niyetim ortaçağı, kilise ressamları ile aynı şekilde, aynı nesnel ilgi, aynı duyarlılık ve neşe ile yansıtmaktı. Benim insanlarım güler, ağlar, inler, korkar, konuşur, cevap verir, oynar, acı çeker ve soru sorarlar. Onların korkusu veba, Kıyamet Günü ve adı Pelim olan yıldızdır. . Bizim korkularımız başka ancak sözcüklerimiz aynı...
Yedinci Mühür
Yedinci MühürIngmar Bergman · Bilgi Yayınevi · 1966221 okunma
·
479 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.