Gönderi

173 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 29 hours
KAYBOLAN YILLAR “Hiç kimse sıradan değildir. Her insan ayrı bir âlemdir.” “Hayat insana bazen istemediği şeyler yaptırabiliyor.” “Hayat kısa yarın ne olacağımız belli değil.” Sinan, Başhemşire hanım :D, Leyla hanım, Sevda, Hamit usta, Hasan, İsmail, Nesrin, Suna, Mustafa, Kaya Peker (Başteknisyen…), Recep abi, Mehmet Uras, Melih ve Aydın ile 80’lerde bir yolculuk yaptık. Sinan’ın kaderi okul çağında ailesinin başına gelenlerden sonra tamamen değişmesi, amcasının belli bir süre sahip çıkması güzeldi, o zalim yenge olmasaydı iyiydi… Sinan’ın azimle hayata tutunup Hastanede memurluğa girmesi, kendisini ispatlamak için yaptığı işler, gösterdiği sabır ile belli bir yere gelmesi ve bu davranışlarının (ilk başlarda sevmediği) başhemşire hanımın ona sahip çıkması gerçekten güzeldi. Oradaki arkadaş ortamının da güzel olması ve birbirlerine sahip çıkmaları çok güzeldi. Sevda burnu havalarda özel idarede memur, güzelliği ile övünen kibirli, kendini daha güzel göstermek için durmadan yeni elbiseler alan ve doktor koca avcısı diye not ettiğim bir karakter :D Ayrıca Sinan’a karşı davranışları da çok yanlıştı, elbet bir gün hatasını anlayacaktı… Nesrin özel idarede memur, ben gibi maaşının büyük bölümünü kitaplara ayıran, vicdanlı, alçak gönüllü hoş bir bayan ve çok sevdiğim bir karakter olarak kaldı bende. Kaya Peker teknik eleman (Başteknisyen…) Kendisini hiç ama hiç sevmedim Leyla hanım gibi… Öyle lakayt öyle cıvık bir adam ığğğğ diyorum resmen. Söylediği sözler, anlattığı saçma fıkralar ile kadınları etkilemeye çalışmaları hiç hoşuma gitmedi. Bir adam bu kadar cıvık olur mu? Mehmet Uras (Uras tekstil’in sahibi), nasıl bir koca yürek öyle… Keşke onun gibi insanlar çoğunlukta olsa ve onun yatıklarını hepsi yapsa… Ne güzel de sahip çıktı yaralı Sinan’a, onu kendi oğlu gibi görüp eğitimine devam etmesi için çabalaması ve Sinan’ın da bu çabaları boşa çıkarmadan mezun olması harikaydı. İnsan istediğinde başarıyor… Eserde vergi iadelerinden bahsetmiş, bende onlar ile az uğraşmazdım. Mükelleflerin çalışanları zarfları getirdiğinde geçmeyen fiş olup olmadığını sorduğumda olmadığını söyleseler de bir dünya geçmeyen fişler yer alıyordu. Onları fişin içinden ayıklayıp hesaplaması ne kadar zordu. Eserde bazı kısımlarda geçişler yoktu, sanırım basımda unutuldu. Yeni baskılarında dikkat edilmesi lazım. Sinan’ın dediği 12 Kasım 1986 tarihini unutma… Eserin sonunda Sevda’nın seslenerek bunu Sinan’a söylediği an bu sözün içinde o kadar çok anı yer alıyordu ki ben o kısmı okuduğumda yüreğime bir sızı girdi. Ey hayat nereden nereye dedim. Gözlerim dolu dolu oldu Sevda için bende üzüldüm Sinan ve Nesrin gibi… Helal olsun gerçek bir dost gerçek bir arkadaşmış Nesrin, tebrik ediyorum kendisini. Akrabaların bile yapmadığını yaptı. Yazarımızın eline yüreğine sağlık, böyle bir son beklemediğim için beni hem şaşırttı. 80 leri yaşadım karakterlerimizle ve o yıllar herkes için çok güzeldi bana göre… #gülerbilkayaygün #kaybolanyıllar
Kaybolan Yıllar
Kaybolan YıllarGüler Bilkay Aygün · Cinius Yayınları · 201156 okunma
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.