John Fante'nin okuduğum ilk kitabı. Çok büyük bir beklenti içinde okumadım. Çünkü öncelikli amacım sadece yazarı tanımaktı. Kısa bir kitap olması sebebiyle de tercihimi bu kitabından yana yaptım. Beğendim mi ? Evet beğendim.
Kitapta yazar bize , büyük buhran döneminde babası aylardır işsiz olan 17 yaşındaki bir gencin, içinde bulunduğu yoksulluk ve zor şartlardan kurtulma çabalarını anlatıyor. Hikayeyi kendi ağzından dinlediğimiz genç, iyi bir beyzbol oyuncusudur ve kurtuluşunu da beyzbolda görmektedir.
Yazarın diğer kitaplarının nasıl olduğunu bilmiyorum ama bu kitabında , 17 yaşındaki bir gencin bütün özelliklerini bize başarıyla yansıtıyor. Kitaptaki anlatım tarzı ise tamamen gencin yaşına uygun olarak yapılmış olup, herhangi bir edebi süsleme duygusallık gibi yan özellikler katılmamıştır. Olaylar, gencin ağzından tamamen olağan bir şekilde tüm doğallığıyla, adeta bodoslama denen bir tabirle dümdüz ve biraz da trajikomik bir şekilde anlatılmaktadır.
Kitapta harika bir akıcılık ve sürükleyicilik mevcut. Ben kitabı okuduğum gün resmi tatildi. Sabah erken kalkmıştım, kendime bir kahve yaparak kitabı elime alıp balkonda okumaya başladım. Yüz sayfa civarında olan bu kitabı bitirdiğimde kahvem daha bitmemişti. Yani bu derece sürükleyici ve akıcı bir kitap.
Yazarın diğer kitaplarındaki uslubu nasıl bilemiyorum ama buradaki yazım ve anlatım şekli bana çok farklı geldi. Önceden de söylediğim gibi beğendim ve yazarın başka kitaplarını da okumak istiyorum. Hangisini öncelikli olarak okumam konusunda da John Fante okumayı seven arkadaşlar öneride bulunurlarsa memnun olurum.
Sonuç olarak söylemek gerekirse : Ben beğenerek okudum ve okunmasını da tavsiye ederim.