Gönderi

90 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 2 hours
Bir "yalanı" yaşayan İvan İlyiç'in ölümü diye özetlenebilir herhalde kitap. Kısacık, ama kısacıklığına rağmen insana birçok mühim şeyi hatırlatıyor. Vakitlerden birinde İvan, geçip gitme zamanı gelince kendisiyle hesaplaşmaktadır gibi görünebilir okurken, fakat bence bundan çok daha fazlasıydı. Sonunda "ölüm" var ölüm, tadında değil de, aslında "daima" ölüm var fikri uyandı bende: insanın ruhunun ölümü; hazin son. O giriş kısmında, İvan'ın öldüğünü bildiren kısımda, İvan'ın konumuna yakın bir konuma sahip olan herkesin, bir an önce onun boşalan konumuna kimin geleceğini düşünmesi, kendi terfileri hakkında zihinsel gevezeliklerde bulunmaları, samimiyetsiz cenaze merasimi, hepsi, hepsi İvan'ın ölümüne, hatta orada bulunan herkesin ölümüne dahildi. İlerleyen sayfalarda ölümle cebelleşen İvan buna bir örnekti, farkına varışıyla bir örnek. Diğerlerinden farklı olarak, fiziksel ölümün eşliğiyle birlikte, o "yalan" dünyasında zaten ölmüş olduğunu görüyordu böylece; "belki de yanlış yaşadım" diyordu. Evet, yanlış yaşamak, bir yalanı yaşamak. Pek azımsanacak bir şey değil bu, birçoğumuzun bunun bir parçası olduğunu düşünürsek şayet. Bu temel düşünceyle yazılmış olduğunu tahmin ediyorum, belki de benim hüsnükuruntum, bilemiyorum. Ana fikri bir kenara bırakırsak, betimlemelere büyülendiğim gerçeğiyle karşılaşırız. Bir insanın hastayken düşünebilecekleri, ölüme yakınlaştığında girebileceği hal bu denli güzel, gerçekçi; sade fakat vurucu bir şekilde yansıtılabilir mi? Örneklerini daha önce epey gördüm ancak bu yine de hayranlığıma mani olmuyor. Açıkça hayran kaldım. Tavsiye ediyorum, demeye gerek var mı? Sanıyorum ki yok. Dikkatli okumalar dilerim.
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları · 196346k okunma
·
1 plus 1
·
94 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.