Kıyamadığım
Hey bir zamana bakıp bakıp
Seyrine doyamadığım
Şimdi gurbette bırakıp
Sesini duyamadığım
Evde kapanıp kaldın mı?
Seyrana çıkıp gördün mü?
Başkalarının oldun mu?
"Benimsin" diyemediğim
..
.. 1932
Olsun ki bir insan aşka inanmasında biyle bir şiir dökülmesin satırlarına. Sabahattin Ali'nin bu değerli eserinin ilk iki nakaratındaki sevdiğine seslenişi öylesine içtendi ki duygularına ortak olmak istedim. Ne var ki o artık bu dünyanın insanı değil artık.
Yaşamış olduğu hayatı bilmek zor tabii. Yer yer Allah'a inancını kaybetmesi ve ona yüz çevirmesi, "acaba onun suçumudur" diye sorasım geliyor, kendi kendime. Etrafında dost bildiklerinin,
-Öyle Günler Gördüm Ki...-
"Öyle günler gördüm ki, dost bildiğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı" diyor şiirinde.
36. Sayfadan 40 sayfaya kadar olan bir şiiri var 5 parçadan oluşan. 5. Parcasında şöyle sesleniyor Ali
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma
youtu.be/3y7jU1ELJ4o
.. 1933 yılında yazdığı bu güzelim şiiri (Hapishane Şarkısı) benim gönlümde de yer etmesi ve sevdiğim bir eserdir ve gönüllere fazlasıyla taht kurmuş. Aradan 86 yıl geçmiş ve neredeyse bir asrı devirmek üzere...
Sonra bir ağıt tutturur Ali der ki;
Her gün seni aradım
Nicin benden uzaksın
Dağa, taşa soruyorum:
Niçin benden uzaksın?...
..
Ve devam ediyor ağıtlarına öylece "Uzakta" şiiri ile dünyadan ayrı tuttuğu sevdasına. Her insan bir defa aşık olur ömrü boyunca diyoruz ya bazen. Bir daha çıkıp gelmiyor o sevdalar. Sonra soyutluyoruz kendimizi bu hayattan. Öylece gidiveriyor yârenler rüzgarda savrulurcasina, ummadık bir mevsimde. Bahar ise güz oluyor ömür bazen de bir kış...
Sonra bir "Rüzgar" şiiriyle karşılıyor Ali bizi ve serzenişte bulunuyor
"Ey dağların dertlerini dinleyen rüzgâr!
Benim artık sana itimadım var.
(...)" ve sonra elini eteğini çekiyor, gamsız yârsız dünyadan. Biliyor ki fayda da yok artık sevdalardan, bana...
Sabahattin Ali'nin şiirlerinde kendime armağan ettiğim eserleri gördüm ve kendim yazmışıcasına sahiplendim. Bazı bazı dizelerin bana veya benim duygularıma hitap etmesi Sabahattin Ali'ye hayranlığımı (özellikle şiirsel dokuntu, tarz- kurgu farklı) arttırdı. Tabii o şiirlerine "alıntı"larda dahi yer vermedim, müsadeniz olursa kendime sakladım. Bana özel olan duyguların bende saklı kalmasını anlayışla karşılarsınız?
Kendinizde bulabileceğiniz çok güzel şiirlere imza atmış. Ne kadar "Kürk Mantolu Madonna"dan zevk aldıysam bu güzel dizelerden de o kadar keyf aldım.
Bazen kasıldım kaldım
Ama biraz duygulandım
Bazen bir kelebek gibi özgür
Bazen de tavşan gibi kaçamaz halde kaldım;
Şiirlerin ortasında.
Tabii kitabı hazırlayan
Atilla Özkırımlı çok teşekkur ediyorum emeklerinden dolayı. Sadece şiir kitabına ait olan şiirlerini kitaba toplamayarak, dergi vb. Mecmualardan da diğer şiirlerini toplayarak yerleşim şekline de hayran kalarak, büyük bir mutlulukla okudum. Peki ne yapıyoruz sözün burasından sonraki safhasında, bizde Sabahattin Ali'ye birkaç dize döktürüyor ve "inceleme"den uzaklaşıyoruz.
Zaman ayırdığınız için teşekkür eder, minnet ve şükran dolu bin teşekkürlerimi kabul etmenizi dileği ile.
(Sabahattin Ali'ye İthafen)
Sevmediler mi dünyada
En narin kalp atışlarını
Üzülme güzel insan
Duymazlar feryatlarını
Dünyada sevmeyenler
Ne bilir, aşk tadını
Bir bedene, bir mülke
Satmışlar ruhlarını
Bir afet deyi ağladın
Sabahları yolladın
Aşkın bir bedeli olmalıydı
Sende ben gibi yaşadın.
Şimdi var git yatağına
Gelmeyen yoksa dudağına
Öpmediyse soğuk taşını
Öpmezler canlı olan-canı
Benim de gözyaşımı.
2005 yılında vefat eden sayın
Kıyamadığım
Hey bir zamana bakıp bakıp
Seyrine doyamadığım
Şimdi gurbette bırakıp
Sesini duyamadığım
Evde kapanıp kaldın mı?
Seyrana çıkıp gördün mü?
Başkalarının oldun mu?
"Benimsin" diyemediğim
..
.. 1932
Olsun ki bir insan aşka inanmasında biyle bir şiir dökülmesin satırlarına. Sabahattin Ali'nin bu değerli eserinin ilk iki nakaratındaki sevdiğine seslenişi öylesine içtendi ki duygularına ortak olmak istedim. Ne var ki o artık bu dünyanın insanı değil artık.
Yaşamış olduğu hayatı bilmek zor tabii. Yer yer Allah'a inancını kaybetmesi ve ona yüz çevirmesi, "acaba onun suçumudur" diye sorasım geliyor, kendi kendime. Etrafında dost bildiklerinin,
-Öyle Günler Gördüm Ki...-
"Öyle günler gördüm ki, dost bildiğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı" diyor şiirinde.
36. Sayfadan 40 sayfaya kadar olan bir şiiri var 5 parçadan oluşan. 5. Parcasında şöyle sesleniyor Ali
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma
youtu.be/3y7jU1ELJ4o
.. 1933 yılında yazdığı bu güzelim şiiri (Hapishane Şarkısı) benim gönlümde de yer etmesi ve sevdiğim bir eserdir ve gönüllere fazlasıyla taht kurmuş. Aradan 86 yıl geçmiş ve neredeyse bir asrı devirmek üzere...
Sonra bir ağıt tutturur Ali der ki;
Her gün seni aradım
Nicin benden uzaksın
Dağa, taşa soruyorum:
Niçin benden uzaksın?...
..
Ve devam ediyor ağıtlarına öylece "Uzakta" şiiri ile dünyadan ayrı tuttuğu sevdasına. Her insan bir defa aşık olur ömrü boyunca diyoruz ya bazen. Bir daha çıkıp gelmiyor o sevdalar. Sonra soyutluyoruz kendimizi bu hayattan. Öylece gidiveriyor yârenler rüzgarda savrulurcasina, ummadık bir mevsimde. Bahar ise güz oluyor ömür bazen de bir kış...
Sonra bir "Rüzgar" şiiriyle karşılıyor Ali bizi ve serzenişte bulunuyor
"Ey dağların dertlerini dinleyen rüzgâr!
Benim artık sana itimadım var.
(...)" ve sonra elini eteğini çekiyor, gamsız yârsız dünyadan. Biliyor ki fayda da yok artık sevdalardan, bana...
Sabahattin Ali'nin şiirlerinde kendime armağan ettiğim eserleri gördüm ve kendim yazmışıcasına sahiplendim. Bazı bazı dizelerin bana veya benim duygularıma hitap etmesi Sabahattin Ali'ye hayranlığımı (özellikle şiirsel dokuntu, tarz- kurgu farklı) arttırdı. Tabii o şiirlerine "alıntı"larda dahi yer vermedim, müsadeniz olursa kendime sakladım. Bana özel olan duyguların bende saklı kalmasını anlayışla karşılarsınız?
Kendinizde bulabileceğiniz çok güzel şiirlere imza atmış. Ne kadar "Kürk Mantolu Madonna"dan zevk aldıysam bu güzel dizelerden de o kadar keyf aldım.
Bazen kasıldım kaldım
Ama biraz duygulandım
Bazen bir kelebek gibi özgür
Bazen de tavşan gibi kaçamaz halde kaldım;
Şiirlerin ortasında.
Tabii kitabı hazırlayan
Atilla Özkırımlı çok teşekkur ediyorum emeklerinden dolayı. ( Ruhu sad olsun). Sadece şiir kitabına ait olan şiirlerini kitaba toplamayarak, dergi vb. Mecmualardan da diğer şiirlerini toplayarak yerleşim şekline de hayran kalarak, büyük bir mutlulukla okudum. Peki ne yapıyoruz sözün burasından sonraki safhasında, bizde Sabahattin Ali'ye birkaç dize döktürüyor ve "inceleme"den uzaklaşıyoruz.
Zaman ayırdığınız için teşekkür eder, minnet ve şükran dolu bin teşekkürlerimi kabul etmenizi dileği ile.
(Sabahattin Ali'ye İthafen)
Sevmediler mi dünyada
En narin kalp atışlarını
Üzülme güzel insan
Duymazlar feryatlarını
Dünyada sevmeyenler
Ne bilir, aşk tadını
Bir bedene, bir mülke
Satmışlar ruhlarını
Bir afet deyi ağladın
Sabahları yolladın
Aşkın bir bedeli olmalıydı
Sende ben gibi yaşadın.
Şimdi var git yatağına
Gelmeyen yoksa dudağına
Öpmediyse soğuk taşını
Öpmezler canlı olan-canı
Benim de gözyaşımı.
Rahmetle ve minnetle
Kıyamadığım
Hey bir zamana bakıp bakıp
Seyrine doyamadığım
Şimdi gurbette bırakıp
Sesini duyamadığım
Evde kapanıp kaldın mı?
Seyrana çıkıp gördün mü?
Başkalarının oldun mu?
"Benimsin" diyemediğim
..
.. 1932
Olsun ki bir insan aşka inanmasında biyle bir şiir dökülmesin satırlarına. Sabahattin Ali'nin bu değerli eserinin ilk iki nakaratındaki sevdiğine seslenişi öylesine içtendi ki duygularına ortak olmak istedim. Ne var ki o artık bu dünyanın insanı değil artık.
Yaşamış olduğu hayatı bilmek zor tabii. Yer yer Allah'a inancını kaybetmesi ve ona yüz çevirmesi, "acaba onun suçumudur" diye sorasım geliyor, kendi kendime. Etrafında dost bildiklerinin,
-Öyle Günler Gördüm Ki...-
"Öyle günler gördüm ki, dost bildiğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı" diyor şiirinde.
36. Sayfadan 40 sayfaya kadar olan bir şiiri var 5 parçadan oluşan. 5. Parcasında şöyle sesleniyor Ali
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma
youtu.be/3y7jU1ELJ4o
.. 1933 yılında yazdığı bu güzelim şiiri (Hapishane Şarkısı) benim gönlümde de yer etmesi ve sevdiğim bir eserdir ve gönüllere fazlasıyla taht kurmuş. Aradan 86 yıl geçmiş ve neredeyse bir asrı devirmek üzere...
Sonra bir ağıt tutturur Ali der ki;
Her gün seni aradım
Nicin benden uzaksın
Dağa, taşa soruyorum:
Niçin benden uzaksın?...
..
Ve devam ediyor ağıtlarına öylece "Uzakta" şiiri ile dünyadan ayrı tuttuğu sevdasına. Her insan bir defa aşık olur ömrü boyunca diyoruz ya bazen. Bir daha çıkıp gelmiyor o sevdalar. Sonra soyutluyoruz kendimizi bu hayattan. Öylece gidiveriyor yârenler rüzgarda savrulurcasina, ummadık bir mevsimde. Bahar ise güz oluyor ömür bazen de bir kış...
Sonra bir "Rüzgar" şiiriyle karşılıyor Ali bizi ve serzenişte bulunuyor
"Ey dağların dertlerini dinleyen rüzgâr!
Benim artık sana itimadım var.
(...)" ve sonra elini eteğini çekiyor, gamsız yârsız dünyadan. Biliyor ki fayda da yok artık sevdalardan, bana...
Sabahattin Ali'nin şiirlerinde kendime armağan ettiğim eserleri gördüm ve kendim yazmışıcasına sahiplendim. Bazı bazı dizelerin bana veya benim duygularıma hitap etmesi Sabahattin Ali'ye hayranlığımı (özellikle şiirsel dokuntu, tarz- kurgu farklı) arttırdı. Tabii o şiirlerine "alıntı"larda dahi yer vermedim, müsadeniz olursa kendime sakladım. Bana özel olan duyguların bende saklı kalmasını anlayışla karşılarsınız?
Kendinizde bulabileceğiniz çok güzel şiirlere imza atmış. Ne kadar "Kürk Mantolu Madonna"dan zevk aldıysam bu güzel dizelerden de o kadar keyf aldım.
Bazen kasıldım kaldım
Ama biraz duygulandım
Bazen bir kelebek gibi özgür
Bazen de tavşan gibi kaçamaz halde kaldım;
Şiirlerin ortasında.
Tabii kitabı hazırlayan
Atilla Özkırımlı çok teşekkur ediyorum emeklerinden dolayı. Sadece şiir kitabına ait olan şiirlerini kitaba toplamayarak, dergi vb. Mecmualardan da diğer şiirlerini toplayarak yerleşim şekline de hayran kalarak, büyük bir mutlulukla okudum. Peki ne yapıyoruz sözün burasından sonraki safhasında, bizde Sabahattin Ali'ye birkaç dize döktürüyor ve "inceleme"den uzaklaşıyoruz.
Zaman ayırdığınız için teşekkür eder, minnet ve şükran dolu bin teşekkürlerimi kabul etmenizi dileği ile.
(Sabahattin Ali'ye İthafen)
Sevmediler mi dünyada
En narin kalp atışlarını
Üzülme güzel insan
Duymazlar feryatlarını
Dünyada sevmeyenler
Ne bilir, aşk tadını
Bir bedene, bir mülke
Satmışlar ruhlarını
Bir afet deyi ağladın
Sabahları yolladın
Aşkın bir bedeli olmalıydı
Sende ben gibi yaşadın.
Şimdi var git yatağına
Gelmeyen yoksa dudağına
Öpmediyse soğuk taşını
Öpmezler canlı olan-canı
Benim de gözyaşımı.
#48662505
Rahmetle ve minnetle...
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201988 okunma