Cemil Kavukçu'nun ödüllü kaleminden çıkan bu öyküler birbiri ile bağlantısız gibi görünse de bazı noktalarda birbirlerine dokunmaktan kendilerini alamıyorlar.
Basit bir anlatısı yok Kavukçu'nun. Olaylar taşra insanını anlatsa da diyaloglar ve içsel betimlemeler sizi şaşırtacak ve etkileyecek kadar güçlü.
İtiraf etmem gerekir ki yer yer Hasan Ali Toptaş'ı hissettim. Onun, gerçek olabilecek ancak bir o kadar da gerçeklikten uzak kalemi, Kavukçu'da da kendini gösteriyordu. Kısa bir araştırmanın ardından her ikisinin de aynı kuşaktan geldiklerini gördüm. Türk öykü anlatıcılığının yadsınamayacak kadar güçlü olması güzel hissettirmedi değil.
Can Yayınları'nın indiriminden aldım. Bitmeden siz de alın. Okumanızı tavsiye ediyorum.