Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

NURİ BİLGE CEYLAN VE SENARİST'İN 2. BULUŞMASI
İlk buluşmanın sonucunda bu işin olmayacağını anlamıştım. zaten bu yüzden, yönetmenden 3 görüşme sözü almıştım.bu konuda ısrarcı olmalı mıyım, inanin hiç bilmiyorum. çünkü irademiz dışında gelişen lanet olası kaderimizi değiştiremeyiz. her ne kadar bunun için çaba göstersek de, bunun için hayatlarımızı adasak da ,bazen hiçbir şeyin değişmediğini görürüz. peki değişen nedir, o halde? değişen, bizim için önceden yazılmış şeyler mi, yoksa değiştiğini sandığımız şeyler mi? kader konusunda kafa yormanın, bir anlamı olmadığını çoktan öğrenmiştim. en iyisi, hayata kaldığımız yerden, bildiğimiz şekilde devam etmek.bu sefer masanın üzerindeki yeşil kaplı deftere bakmanın bir anlamı yoktu, o halde! 2. görüşmeye de erken gelmiştim. bu sefer umut ediyordum ki, yönetmen tam vaktinde gelir.ama gene yanılıyordum, bu sefer ikisi de gecikmişti. sanırım o son "CEM YILMAZ ESPRİSİ" her şeyi bombok etmişti.biliyorum, ama elimde değil, bazı şeylerin değişmesini istiyorum, fakat ne hazin ki, hiçbir şey değişmiyor. Artık şu noktada , beni mutlu eden tek şey: garsonun "bir şeyler alır mısınız?" sorusuydu. evet alıyorum, sen bana bu sefer; kahve getir. kahveyi yudumladığım anda; kapıda EBRU hanımı gördüm. bu sefer o bana el sallıyordu. çok tuhaf hissettim, EBRU: üzgünüm , gerçekten üzgünüm, geciktim. ama sonunda gelmeyi başardım. EŞİM birazdan burada olucak, bizi nasıl affedeceksiniz bilmiyorum ama, gerçekten ikimiz adına çok özür diliyorum. SENARİST: önemli değil, cidden hiç önemli değil, sizi gördüğüme o kadar sevindim ki. fakat aklıma takılan bir şey var: geç kalmaktan nefret eden bir adamın, bir görüşmeye ikinci kez geç kalması, sizce tuhaf değil mi? EBRU:Biliyorum, nasıl göründüğünü biliyorum. ama elimizde olmayan nedenlerden dolayı oldu tüm bunlar.hem size bir hediye getirdim, umarım beğenirsiniz. SENARİST:Çok teşekkür ederim, mahcup ettiniz beni gerçekten... İÇ SES:hakkımda bilmedikleri o kadar çok şey vardı ki,fakat bu sefer hediyelerden nefret ettiğimi söylemedim, paketin içinde ne olduğu, inanın bana zerre kadar umrumda değildi, HEDİYEYİ açmadan kitabın yanına koyduğumu gören EBRU'nun, o an neler hissettiğini çok iyi biliyordum, sanırım bir insanın hayatında kendini aptal gibi hissettiği anlardan biri,bu konuda seni temin ederim EBRU, yalnız değilsin! belki de,öyle olmasını istiyordum, ...fakat o anda neler hissettiğimi belli etmek istemiyordum, ve çok naziksiksiniz diyerek, konuyu değiştirmek istiyordum; sizin hakkınızda merak ettiğim birkaç nokta var. EBRU: tabii ki! SENARİST: sizce insanın bu dünyadan, ayrılma süresi çok kısa, değil mi? , ve bu konuda kesin olan bir şey var, kaç yaşında olursanız olun, tam 100 yıl sonra burada olmayacağız! , bu gerçeği hiç düşündünüz mü? EBRU:haklısınız, her kim olursanız olun, ölüm gelir sizi bulur! ölümü düşünen insanlar, bana kalırsa, hayattaki en yaratıcı insanlardır, ki ölüceğini bilen biri, inanın bana , geriye kalıcı bir şeyler bırakma hayaliyle yaşar. SENARİST: işte, duygularıma ne de güzel tercüman oldunuz! geriye kalıcı bir şeyler bırakabiliriz, ya da bunu yapmayabiliriz bu bizim elimizde, ama düşüncelerim bu noktada açmazda, sizce de, DOSTAYEVSKİ'yi her şeyden çok sevdiğimi ,onun bilmiyor oluşu, tuhaf değil mi? yani demek istediğim, bu adam yıllar önce, insanlığa öyle eserler bırakmış ki, belki de kainat var oldukça onun varlığı yaşayacak, ama yine de, her şeye rağmen, DOSTAYEVSKİ'NİN tüm bunlardan haberiz, mezarında mışıl mışıl uyuyor olması, bir ironi değil mi? EBRU: sanırım gene haklısınız, hayatı doğru olarak, algılamak ve ya yansıtmak gerçekten güç bir durum! ama yine de iyimser olmakta fayda olduğunu düşünüyorum, ki hayatta öyle insanlar var ki, yaşadıkları zaman diliminde, insanların sevgilisi olabiliyorlar. her ne kadar, onların sayısı az olsa da , onlar gerçekten buradalar. SENARİST:sanırım o insanlardan biri de, NURİ BİLGE CEYLAN, olduğunu düşünüyorum. Üzgünüm sizin hakkınızda pek fazla şey bilmiyorum, emin olduğum bir şey var, o da beraber çalıştığınız, bu yüzden yönetmenin bu noktaya gelmesinde en çok emeği olan insanın,kuşkusuz siz olduğunuzu düşünüyorum, ki teorik olarak benim gözümde, siz de o insanlardan birisiniz! EBRU ile sohbetimizden tam 46 dk. sonra NURİ BİLGE CEYLAN kapıda göründü.bu sefer özür faslını kısa tuttum, hemen merak ettiğim şeyleri anlatmaya başladım ve artık lafı hiç dolandırmak istemiyordum,yalnızca gerçekleri, onun hakkında hissettiğim gerçekleri söyleyecektim. SENARİST: Albert Einstein'a göre siz bir aptalsınız? NBC:Sanırım biraz kaba oldu, tam olarak ne demek istiyorsunuz? SENARİST:Albert Einstein diyor ki: "sürekli aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçları beklemek aptallıktır!" siz hayatınız boyunca DRAM filmi yaptınız ve bana kalırsa, bundan asla vazgeçmeyeceksiniz!, yani bu demek oluyor ki, siz gerçek bir aptalsınız! NBC: teoride haklısınız, lütfen alınmayın, ben Albert Einstein'nin teorilerine göre yaşamıyorum! SENARİST:, sizi kırmak gibi bir amacım yok, ama yine de ,düşünmeden edemiyorum, sizin yaptıklarınız ortada,lakin neden her defasında aynı türden film yapıyorsunuz?, bunu gerçekten çok merak ediyorum, sizi daha önce bahsetmiştim, eğer senaryonuza daha farklı şeyler eklerseniz, ne biliyim komedi gibi, sonuçların daha farklı olucağını düşünüyorum, tamam belki CANNES Film festivalinden alıcağınız ödüllerden feragat edersiniz ama, ortaya bambaşka bir sanat eseri çıkarabileceiğinizi, ve o moron kitleninin ilgisini çekebileceğinizi düşünüyorum! NBC:Haklısınız, sorunun yanıtını zaten verdiniz, o moron kitle için, inanın bana yapıcak hiçbir şeyim yok! ne bügün ne de yarın! SENARİST: moron kitle konusunda yanılabiliriz, sonuçta bu tek bir insandan oluşmuyor, belki de onları aşağılamış olabiliriz, ama yine de, inan bana yine de, o moron kitlenin içinde; tek bir insana dahi ulaşabilmek, her şeyden daha değerli! kutsal saydığımız şeylerden bile! çünkü bir insanın, ne zaman ve ne şekilde değişeceğini öngöremeyiz, belli kırılma noktaları vardır hayatta! ve bana kalırsa siz , onların kırılma noktasını yıkabilirsiniz, ve her şeyi kendi lehinize çevirebilirisiniz, bu güç sizde var, insanların kırılma noktalarını değiştirecek bir güçten bahsediyorum, işte bu muaazzam bir enerji. NBC: düşünceleriniz çok çarpıcı! bunları şu ana dek hiç düşünmedim. eğer düşünmüş olsam, daha çok insana ulaşmak gibi; bir amacım olsaydı şayet, dediklerinizi harfiyen eserlerimde uygulardım. ama yapmadım; bu yapmayacağım anlamına gelmez! fakat bildiğim bir şey var; insanın değişmesi zannediğiniz kadar kolay olmayacaktır! SENARİST:belki de siz haklısınız, bu konuma ulaşmiş bir insanın düşüncelerini değiştirmek oldukça zor, bunun farkındayım,keşke sizin düşüncelerinizi değiştirecek bir gücüm olsaydı, ama yok, dediğiniz gibi ne bugun ne de yarın! hiçbir şeyin olucağı yok, güneş batıcak, ve yarın yiniden doğocak, gerçek ise, yarın uyandığımızda farklı bir insan olmayacak, gene biziz, gene dünkü biz! NBC: lütfen, bu kadar acımasız olmayın, düşüncelerinize gerçekten değer veriyorum, hem size açık kapı bırakıyorum, belki de, bu senaryo üzerinde daha fazla düşünmeliyiz, bir şeyler yapabiliriz, sen ne dersin EBRU? EBRU:Tıpkı ilk konuşmada olduğu gibi, sizin sohbetinizi dikkatlı bir şekilde dinleyen taraf ben oldum. bazen araya girmek istedim, fakat bunu yapmadım, siz ikiniz gerçekten farklı kutuplardasınız, ama ben ,bu senaryonun bir şeyleri değiştirebileceğine inanıyorum, tabii ki,bunu öngörmek imkânsız, elinizde ne kadar iyi bir senaryo, oyuncu, ve inanın bana milyon dolarlık film bütçeniz de olsa, bazı sonuçları öngermek imkânsız,ama bişeyler yapmadan da, bişeyleri değiştiremeyeciğimiz gerçeği de, gün gibi ortada! NBC: evet haklısın, sanırım seninle aynı fikirdeyim, bu işe başlamalıyız,ama başlamadan önce gerçekten üzerinde yoğun bir çalışma yapılması kanaatindeyim, yarın film şirketi ile konuşup, bu senaryo için, zemin hazırlama konusunda, görüş bildireceğim, daha önce dediğim gibi,ne yazık ki, bunun için size söz veremem, bazı şeyler bizim elimizde değil! SENARİST: bu iyimser tavrınız bile benim için yeterli, ne olucağını görelim, ve zamana bırakalım her şeyi, az kalsın unutuyorum, 3.görüşmemiz konuştuğumuz gibi olucak değil mi? çünkü bunu sabırsızlıkla bekliyorum, bu benim için her şeyden daha önemli gerçekten! EBRU:tabii ki, bizde bunu çok istiyoruz! ve bu sefer inanın bana ikimiz de geç kalmayacağız ve tam vaktinde beraber geleceğiz,bunun sözünü ikimiz adına ben veriyorum! SENARİST: o halde , tekrar görüşmek üzerine, dediğim gibi, sizleri tanıdığım için çok mutluyum!
··
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.