Bu ara kitap okumak dahil hiçbirşey yapamıyorum, içimden gelmiyor, gözüne far sıkılmış tavşan gibi kitlendim kaldım, bu döngüyü kırmak için gene böyle zamanlarım da okuduğum bu kitaba, inceleme işini pek beceremesem de bir kaç kelime yazayım dedim, olduğu kadar artık. Dünyanın etrafında Chopra isimli mor bir bulut peydah olmuş, bilim dünyasının bu gizemi çözmesi gerekmektedir. Beklenen adım ABD, Rusya fln değil Çek cumhuriyetinden gelir, kendi halinde bir bilim insanı olan Jakup'â Çek'in ilk astronotu olma görevi teklif edilir, o da kabul eder. Olaylar böyle başlar. Jakup kırlarda büyümüş öksüz bir çocukken bilim insanı olmuş ama içindeki çocuğu kaybetmemiş bir adamdır, babası konusunda da sıkıntılıdır, çünkü babası döneminin muhbiridir, bunun vicdan azabı Jakub'u yer bitirir, bütün bunlardan sıkılan Jakub'a dünyadan uzaklaşmak harika bir fikir gibi gözükür. Birde sevdiği bir kız vardır, adı Lena, Jakub'u açıkçası onu dünyaya bağlayan tek şey de bu kızdır. Jakub sonsuz uzayda ilerlerken gemisinde bir uzaylı peydah olur, aslında uzaylı da değil örümcek, bildiğimiz örümcek, Jakub; bu gerçek değil hayal görüyorum ben fln diye düşünürken hatta onu ilk başta görmezden gelirken, bu örümcekle hayat üzerine, ölüm üzerine, dünya üzerine ve hatta nutella üzerine konuşur. Sonrası kitapta.. Bu bir bilim-kurgu kitabı değil, felsefe de değil ama hepsinden var, okuduğum en tuhaf fakat sevimli kitaplardan biri olduğunu, hatta bir çok yerinde sesli güldüğümü söyleyebilirim fakat kitabın genelinde tıpkı uzay gibi bir yalnızlık ve depresiflik duygusu var. Özetle; okudugunuza pişman etmeyecek, tuhaf fakat bitirdiğinizde iyi hissedeceğiniz bir kitap, öneririm :)

Bir Astronotun Sonsuz YolculuğuJaroslav Kalfar · İthaki Yayınları · 2018132 okunma

·

281 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

barış