Yarım bıraktığım için son derece suçlu hissettiğimi bir kitap oldu "la disparition." Esasen, ne olursa olsun sonuna dek gitmeyi alışkanlık edinmiş biri olarak, kitabı yarım bırakma kararı oldukça zordu. Ancak kitaba devam edebilmek bundan daha da zor bir süreçti.
Perec'in dehasını yadsımak mümkün değil ve Kayboluş'un her satırında bunu hissetmek de mümkün. Ancak şu var ki, atıfta bulunan mitleri, eserleri, anlatıları ve hatta tarihi olayları bilmeden Kayboluş'u tam manasıyla kavramak ne yazık ki oldukça güç.
Yarısını devirmeme rağmen ayağım hala kapının eşiğindeydi, içeri bir türlü giremiyordum. "Çok mühim ve güzel şeyler anlatıyor olsa gerek ama ben tam olarak anlamıyorum" hissi peşimi bir türlü bırakmamıştı. Bu yüzden kitaba şimdiki bilgi birikimimle devam etmek hem kendime hem de Perec'e haksızlık olacaktı.
Ama bir gün yine buluşacağız Perec! :)