Gönderi

196 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Yer Norveç'in başkenti Oslo, yıllardan 1942 ve şehir Nazi işgali altında. Norveçli bir Yahudi olan kütüphaneci kız Anna Sophie, Nazi askerlerinden kaçarken boynundaki tılsımlı madalyon sayesinde duvarın içerisinde kaybolur. Anna Sophie, tam yetmiş beş yıl boyunca hiç yaşlanmadan duvarın içerisinde hapsolur ta ki, psikolojik sorunları olan Türk göçmen Yakamoz Öztürk'le karşılaşana kadar. Anna Sophie, Yakamoz'la duvarın içerisinden konuşmaya başlar ve 1942 ile 2017 yılları arasında zaman geçişleriyle çeşitli hikayelere tanık oluruz. Hikaye boyunca devam eden en önemli konu, Anna Sophie gerçek mi yoksa bu karakter Yakamoz'un psikolojik rahatsızlığı sebebiyle kafasında kurguladığı bir hayal mi sorusu. Sırf duvarın içerisinde hapsolan kız imgesi bile yeterince ilgi çekici ve heyecan verici bir olayken, roman boyunca bunun üzerine birçok fantastik ögeler barındıran hikayeyle de karşılaşırız. Kitap, tıpkı bir filmcesine ritmik akan, anlatım açısından pürüzsüz ilerleyen, tam durağanlaştı dediğimiz anda mutlaka bir aksiyona bulaşan bir kurguya sahip. Özellikle fantastik ögelerin bu kadar yoğun olmasını yazarın daha önce, bilimkurgu kitapları yazmasına da bağlıyorum. Yüz doksan sayfalık bir kitap olmasına rağmen, okurun rahatlıkla bir günde bitirebileceği anlatım sadeliğine ve sürükleyiciliğe sahip. M.Ö. 1500, 1942 ve 2017 yıllarına gidiş gelişlerin olması ve zaman geçişlerinde herhangi bir aksama olmaması kitapta başarıyla uygulanan bir anlatım şekli. Macera ve fantastik ögelerin sade ve akışkan bir anlatıma yedirilmesiyle özellikle benim "içerikçi okur" diye tanımladığım kitleyi son derece mutlu edecektir. Kitap genel okur kitlesi tarafından sevilebilecek, okuru sıkmadan maceradan maceraya sürükleyecek ve gerçekten konu itibariyle özel bir fikre de sahip bir eser. Peki tüm bu anlattıklarım benim gibi bir okura yetti mi? Cevabım kesinlikle hayır. Biraz da bu nedenleri açıklayayım. Ben ve benim gibi okurları "anlatımcı okur" olarak tanımlıyorum. Bu tarz okurlar yazarın ne anlattığından çok nasıl anlattığıyla ilgilenirler. Evet, kitap heyecan verici ve farklı bir konuya sahip ama salt bu bana yetmiyor. Üstte kitap film gibi dedim, hakikaten yazar da zaten önce film senaryosu olarak kaleme aldığı hikayeyi sonra kitaba çevirmiş. Bu metni bir senaryo olarak gözümüzde canlandırdığımızda gerçekten çok başarılı. Sürekli bir heyecan ve macera akışının olduğu, özellikle aksiyon ve fantastik sever izleyiciler için güzel bir film olabilirdi. Peki ya kitap kısmı? Anlatım dili benim açımdan çok sade ve özellikle diyaloglar kısmı tatmin edici olmaktan uzaktı. Kitap ne beni tam olarak fantastik kısma inandırabildi ne de gerçek hayata adapte edebildi. Hikaye boyunca ikisinin arasında kaldım. Öncelikle ana karakterimiz Yakamoz'un psikolojik rahatsızlığının olması ve terapi görmesi fantastik kısma inandırıcılık açısından beni fazlasıyla rahatsız etti. Karakterin eğer bir psikolojik rahatsızlığı olduğu ifade edilecekse bile bunun en başından değil, aralarda ve mümkünse anlatımın leitmotif yöntemiyle zenginleştirilerek yapılmasını arzu ederdim. Hatta kitap boyunca bize Anna Sophie'nin gerçekteki varlığının kanıtlanması yerine psikolojik rahatsızlığı olan Yakamoz karakterinin zihninde yarattığı bir şizofrenik kurgu karakter olarak anlatım yoğunlaşsa çok daha güzel olabilirdi. Tabii ki bu yapılırken de yine belli belirsiz halin korunması kaydıyla. Buradaki temel sıkıntı, bir okur olarak bana, yazar tarafından bir konunun direk işaret edilmesinden hoşlanmamamdan kaynaklı. Aynı şekilde, 1942 ve 2017 gibi zamanların başlık olarak yer alması da benim için bir başka rahatsızlık verici unsurdu. Zaman geçişlerini kendim keşfetmeyi seven, yazarın yaptığı hareketleri görmek isteyen bir okur olarak burada da işaret edilmesi başkaları için bir kolaylık olsa da benim açımdan bir başka sorunlu konuydu. Sonuç olarak, konusu son derece farklı, sürükleyicilik yönü yüksek ve içerik açısından başarılı denebilecek bir eser. Fakat edebi anlatım yönü, muhtemelen senaryodan kitaba çevrilmesinden kaynaklı üst seviyede değil. Özellikle macera sever, sürükleyici bir anlatıma sahip kitap okumaktan hoşlanan bir okur için son derece güzel bir roman. Böyle okurlar için kitabı tavsiye edebilirim. Yazarla ilgili şunun da hakkını vermek gerekli. Kitabın sonunda bu öykünün yazılış hikayesini kendisi anlatıyor. Hikayenin zihninde uyanışı ve metne dönüşme kısmı gerçekten başarılı. Çok ufak bir andan türeyen fikir ,190 sayfalık bir kitaba dönüşmüş durumda. Bunda da yazarın hayal gücünün ne kadar üst seviyede olduğunu görebiliyoruz. Duvarın içine yetmiş yıldır hapsolmuş kız figürü cidden harika bir hayal gücü ve yazarın gelecekteki kitapları için de okurlara ışık tutuyor. Son olarak buraya yazarın kitapla ilgili söyleşini bırakıyor ve kitabı okuyacaklara şimdiden keyifli bir okuma süreci geçirmelerini diliyorum. kayiprihtim.com/haberler/edebiy...
Duvar ve Adam
Duvar ve AdamSercan Leylek · Bilgi Yayınevi · 201995 okunma
··
74 views
Resul Bulama okurunun profil resmi
Turhan hocam çok güzel bir inceleme olmuş. Hem nasıl okunacağına, hem de nasıl inceleme yazılacağına dair örnek olarak buraya not düşelim. "İçerikçi okur" ve "Anlatımcı okur", okur beklentisini anlatmak için çok güzel olmuş. Biz de "inceleyici okur" olarak bu kitabın etkili bir şekilde okunup aktarıldığını görmüş oluyoruz. Emeğinize sağlık :)
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. İnceleme vasıtasıyla aklımda ne zamandır olan "içerikçi okur" ve "anlatımcı okur" konularına da girmiş oldum. Cidden böyle bir ayrımın olduğunu özellikle katıldığım birçok okuma grubunda gözlemleyebiliyorum. Sitede de kitaplarla ilgili puanlamaların birbirinden çok farklı olmasının ve incelemelerdeki karşıtlıkların temel sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.
Bu yorum görüntülenemiyor
Sercan Leylek okurunun profil resmi
Merhaba
Turhan Yıldırım
Turhan Yıldırım
! Yeni roman coktan bitti :) Yolda. Bekledigin gibi distopik bir eser degil ama dogrusu benim bu yeni hikayeden buyuk beklentilerim var. Bu zamana dek Mars, Akdeniz Korsanlari ve Ikinci Dunya Savasi hakkinda kitaplarim yayinlandi. Izmirli olmama ragmen dogup buyudugum yerle ilgili hicbir sey yazmamisim :D Yeni roman Izmir'de geciyor.
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Yeni romanınız hayırlı olsun, başarılar diliyorum.
Liliyar okurunun profil resmi
Incelememde bazi takıldığım kısımlar olduğunu söyleyip ayrıntıya girmemiştim. Ama bunları sen biliyorsun zaten. Sana katıldığım çok yer var. Buna rağmen çok akıcı, su gibi ilerleyen bir kitap. Kalemine sağlık. :)
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Güzel yorumun için teşekkür ederim Liliyar. Senin de incelemen her zaman olduğu gibi gayet özeldi. Bunu son zamanda yazdığım tüm incelemelerde yaşıyorum; aklımdakileri tam olarak incelemeye geçiremediğimi fark ediyorum. Yani daha anlatabileceğim çok şey var ve ne yazsam kitapla ilgili eksik kalmış gibi bir hissiyat içine bürünüyorum. Belki de ondandır ki iki Ulysses okumasına iki tane hacimli inceleme sıkıştırdım. Bir kitapla ilgili tüm yorumumu ancak farklı zamanlarda yazılacak birkaç tane incelemeyle anlatabilecekmiş gibi hissediyorum. Bundandır ki her bir incelemeyi, zihnimle yaptığım gün boyu yaptığım kavga sonucunda min. 2-3 saatlik zaman diliminde geceye doğru yazabiliyorum. İncelemeleri çok uzatıp okuyanı da sıkmak istemiyorum -durum bende karmaşık anlayacağın.
1 next answer
Sercan Leylek okurunun profil resmi
Incelemen icin tesekkür ederim Turhan! Güzel zaman gecirmene ve farkli düsünceler edinmene sevindim. Bir baska kitapta görüsmek umuduyla.
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkür ederim Sercan Bey. Ben bir okur olarak sizden bundan sonrası için bir distopik roman bekliyorum. Hayal gücünüz ve yaratım yeteneğiniz, distopik kurguyu başarılı bir şekilde hayata geçirecektir diye düşünüyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.