Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Osman Karatay; Türkiye'nin ilk düşünce kuruluşu olan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (ASAM) kuruluşunda yer ald. Dünyadaki en büyük Türk tarihinin ortaya çıkışında katkı yaptı. The Turks'ün editörlüğünde bulundu. KaraM'ı (Karadeniz Araştırmaları Merkezi) kurdu. Türk Dünyasına Hizmet Ödülü aldı. Türk tarihi içerisinde özel bir yeri olan Türk Devletidir. Birkaç farklı kaynaktan Hazarlar'ı okumuştum ancak Osman Karatay'ın bu kitabı daha doyurucu olduğunu söylemek isterim. Macarların görebildiğimiz ilk kökleri Hazar dünyasında bulunmaktadır ve Hazarların yıkılışının en önemli nedeni Macarların onlardan ayrılmasıdır der Karatay. Hazarlar Batı Göktürlerin devamı niteliğinde olduğunu vurgulayarak başlayan, Chou Shu'ya göre alıntı yaparak bunu ispatlamaya çalışan yazar A-shih-na kelimesinin Türkçe olmadığını aksine bu kelimenin Soğdça olduğunu söylemektedir. A-shih-na kelimesinin mavi, semavi anlama geldiğini belirtir. On-Ok / On Boylardan biri olduğunu hükümdar Yusuf'un ağzından yazılan mektupla belirten Karatay Savur / Salur / Sabir bağlantısı üzerinden Hazarları açıklamaktadır. Kaynak noktasında özellikle Bizans, Arap, Ermeni ve Rus kaynaklarından yararlanmaktadır. Türkçenin iki büyük kolu olduğunu Bulgar-Oğur Türkçesi (R dili), Genel Türkçe (Z dili) vurgulayan ve Hazarların konuştuğu Türkçenin Z özellikleri taşıdığını belirtmektedir. (Bulgar Türkçesine yakınlık taşır) Kitap içerisinde Bulgar ve Macar öenmine dikkat çekerek Onoğurlardan Macarların türediğini ve Macarların endisine verdikleri Hungary sözcüğünün de Onoğurlardan geldiğini söylemektedir. Araplarla olan savaşları farklı zaman aralıklarında kazanıp kaybettikleri savaşlarla sürmektedir. Azerbaycan bölgesine kadar varan hakimiyet alanları Müslüman Araplarla mücadele etmelerine neden olmuştur. Burada yaşayan Ermeni ve Gürcülerin de ağırlıklı olarak Hazarlardan yana tavır takındıklarını vurgulamıştır. Kitabın en önemli yerlerinden olan Vnndrlar sözcüğü derinlemesine incelenmektedir. Bu sözcük Onoğurlar anlamına gelerek Hazarların içerisinde kalabalık Türk topluluklarını ifade etmektedir. Ruslar neden müslüman olmadı? Kiev'de Vladimir'in huzurunda gerçekleşecel, şarap ve domuz Rusların Müslüman olmasını engellemiştir. Hazarlar nasıl Musevi oldu? Budurumu Kağan Yusuf anlatmaktadır. 3 semavi dinin temsilcisiyle olan ilişkisini dillendirerek neden musevi olduğunu anlatan bir mektrubu kitapta yer vermektedir. Peki herkes mi Museviydi? Tabiki hayır. Aslına bakılırsa Türklerde zaman zaman bu din değiştirme geleneği büyük tepki çekmiş ve bazı hükümdarlar öldürülmüştür. Bunun bir benzerinin de Ruslarda yaşandığını yazar bize anlatmaktadır. Hazarlar güçlü olduğu dönemde çevresinde bulunan devletlerin savaşöalarını engellemiş ve kurduğu güçlü ticaret ağı sayesinde oldukça güçlü otorite sağlamışlardır. Yapılan araştırmalarla Hazar paralarının İsveç'te dahi bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bizans ilişkilerinin çok iyi olduğu hatta Çiçek Hatun'u Bizans sarayına gönderdiklerini ve doğan çocuğun Bizans tahtına oturduğunu anlatmaktadır. Rusların birçok kez yaptığı güneye sarkması hem Hazar'ı hem de Bizans'ı rahatsız etmiş ve birbirleriyle olan ilişkilerinin gelişmesine neden olmuştur. Hazar halkının Türkçe konuştuğu meselenin tam olarak açıklanamadığını vurgulayarak devlet içerisinde Türklerin ancak halkın yarısından daha az olduğunu söyleyerek resmi dil konusunda kendi tezini anlatmaktadır. Nasıl yıkıldılar? Bu soruyu şöyle açıklamaktadır. 70 yıl veya 70 gün. Neden ticaret son derece önemli bir etken. Rus / Slavların etkinliğinin artmaya başlaması özellikle Macar ve Bulgarların Hazar devletinden koparak batıya ilerlemeleri güç kaybına uğratmış ve Rusların başkenti yağmalaması sonucunda yıkılmışlardır. Son olarak Selçuk Bey'in konusuna değinerek Ek1 içerisinde İsimsiz Hazar (Kenize) Mektubu ile kitabı bitirmektedir. Değerlendirme: Kuruldukları yer Türk tarihiaçısından son derece önemli bir konumda olan Karadeniz'in kuzeyidir. Burada İskit - Sarmat - Massaget gibi Türk toplulukların yaşamaları ardından Batı Göktürklerin etkinliği ve Türk göçleri ile bölgeye Peçenek ve Kuman hareketleri ile Türk yurdu olduğu çıkarımına ulaşabiliriz. Şu an dahi bölge Türk çoğunluğuna ev sahipliği yapması gerekirdi. Ancak SSCB bölgede bulunan milyonlarca Türkü ya sürgüne gönderdi ya acımasızca katletti. Bir avuç kalan Türkler kendi öz benliklerini koruma mücadelesi vermektedir. Kafkasya bölgesinin etkin bir gücü olan ve sadece Türk tarihi açısından araştırılması ve öğrenilmesi yeterli olman bu devlet son derece önemli bir konuma sahiptir. Özellikle Musevi biliminsanları (ABD dahil) her yıl birçok makale ve araştırma kaleme almakta ve bunların Türklüğüne değinmemektedir. Bizlere düşen görev tarihe sahip çıkmak ve anlatmakdır.
Hazarlar
HazarlarOsman Karatay · Kripto Basın Yayın · 202444 okunma
·
41 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.