Gönderi

Bir sorun varsa kadın konuşmak ister. Buna erkeklerin dünyasında “dır dır” denir. Bir sorun varsa erkek geçiştirmek, görmezden gelmek ister, buna kadınların dünyasında “önemsenmiyorum, değer verilmiyorum” denir. Gemi su almaya başladığında, kadın erkeğe “burayı halledelim de delik büyümesin” der. Erkek “tamam” der ve o delikle ilgili bir şey yapmadan hayatına devam eder. Onun için toplu iğne başı kadar bir delikten bir şey çıkmaz. Kadın her daim gözüyle o deliği takip ettiği için, bir zaman sonra erkekten tekrar deliği kapatmasını ister. Erkek yine “tamam” der ve kadının büyüttüğünü düşünerek yoluna devam eder. Kadın ağzından çıkanın umursanmamasını erkeğin onu önemsemediği duygusuna bağlar. İçten içe incinmeye başlar. Sevdiği adam tarafından önemsizleştirilmek canını acıtır. Kadın bu incinmişlik içinde deliği kapatacak çareler üretmeye başlar. Kendi elindeki aletlerle bir şeyler yapmaya çalışır. Elindeki her aleti, bildiği her yolu dener. Bu denemelerin arasında yine arada bir konuyu erkeğe açar ama erkek “tamam” demeye devam eder. Ve bir gün gelir delik artık kadının baş edemeyeceği bir büyüklüğe ulaşır. Bu defa kadın erkeğe daha sert bir tavırla bir şeyler yapılması gerektiğini yoksa batacaklarını söyler. Erkek ise bu sert tavıra savunma ya da suçlama ile karşılık verir ya da susmaya devam eder. Üstün körü bir şeyler yapıyormuş gibi yapar. Gemi bir müddet daha gidecektir ve bu erkeğe yeter. Ancak kadın deliğin kapanmadığını bilir. Kadın söyler, erkek susar... kadın söyler, erkek öfkelenir... Kadın söyler, erkek görmezden gelir... Ve yine bir gün beklenilen son gelir ve gemi hızla batmaya başlar. Kadın gemiyi terk etmek gerektiğini artık anlar. Erkek ise su boğazına gelene kadar beklemekte bir sorun görmez. Kadın ve erkek kıyıya çıkıp batan gemiye baktıklarında, kadın verdiği uğraşların boşunalığına üzülür. Erkek ise kadına dönüp, “hadi gemiyi dipten çıkaralım da deliği onarayım” der. O gemi evliliktir. Kadının sona geldiği yerde, erkek daha yeni başlamaktadır. Biten ilişkiler, zamanında görmezden gelinen, ciddiye alınmayan ve doğal olarak çözülmeyen sorunlardan kaynaklanır. Sorunlardan elbette kaçabilirsiniz ama kurtulamazsınız. O büyüyerek arkanızdan gelmeye devam edecektir. Eski kocasını öldüren kadın sayısı muhakkak ki eski karısını öldüren adam sayısından daha azdır. Bunun nedeni gemi için kadının elinden geleni yapmasıdır. Erkek ise geminin batacağını gemi tamamen battığında idrak edebildiği için bu döngü onda farklı işler. Erkek panikle bir şeyler yapmaya çabalasa da batan gemiyi dipten çıkarmaya gücü yetmeyecektir. Gücünün yetmediği yerde bazı erkekler şiddete, sözsel saldırıya, kadını suçlamaya veya en uç nokta olan öldürmeye kadar varan davranışlar sergilemeye başlar. Ve sonuçta boşanan, boşanmayı talep eden, ayrılan, ayrılmak isteyen kadınlar medyada gördüğümüz gibi muamelelere maruz kalır. Kimi canı ile öder, kimi bedeninde kalacak bir yara iziyle, kimi de ruhundan hiç çıkmayacak bir travmayla bu gemiden çıkar. Cinsiyetlerin rolleri değişebilir ama senaryo genelde kabaca budur. Küçücük bir kar topağı, bir çığ haline geldiğinde önemsemediğiniz o küçük kar topağının altında kalarak bedelini ödersiniz. Hayatınızdaki insanı seviyorsanız o deliği kapatmak için elinizden gelenler neyse onu yapmalı ve bunu yaptığınızı karşınızdakine hissettirmelisiniz. Hayatınızdaki insanı sevmiyorsanız, gemiyi en yakın limana çekip birbirinizi yormadan vedalaşmalısınız. Başka türlüsü Yaratıcının yarattığına saygısızlık ve hadsizliktir...! BrsnKs
·
238 görüntüleme
Mehmet okurunun profil resmi
👍
Vüsale okurunun profil resmi
👏👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.