Evet.. Yine "Unicef" kurumunun insanlığa büyük hizmetlerinden biri ile mi karşı karşıyayız,yoksa ferasetsizliğimiz, basiretsizliğimiz, yediğimiz tokatlara doymayışımız ile mi karşı karşıyayız bilemedim!
Hiç mi akıllanmaz bir insan, hani Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmazdı?
Isırılmadık yerimiz kalmadı ümmet olarak. Ama bıkmadık "güvenmekten" Rabbimiz hariç herşeye güveniyor, Rabbimiz hariç herşeyden korkuyoruz!
Daha düne kadar Unicef Suriye'de aşıların içerisine kattığı "atrakuryum" maddesi ile yüzlerce çocuğun ölümüne sebep olduğunu pişkin pişkin kabul etmedi mi!!!
Görmüyor muyuz Yemen'deki masumları?
Açlıktan mı, yoksa üzerinde denenen aşılardan dolayımı bu çocukların kas sistemleri erimiş?
Açlıktan kemikleri sayılan bir çocuk omurgasını bu şekilde dik tutabilir mi?
Tamamen kas sistemini eriten kimyasala mağruz kalmanın resmidir bu!
Peki ya Afrika?
Çocukların bedenlerinden tümörler fışkırıyor!
Bir dakika ya! Aç insanda tümör olur mu? Biz kötü hücrelerimizi beden tolere etsin diye aç kalıyorken nasıl bu insanlar hem aç hemde "tümör, lenfodem, fil, parazit" gibi hastalıklar taşıyabilirler bedenlerinde?
Kendileri zaten bunu itiraf ediyorlar "deneme aşıları" diye.. Bu insanlar kobay olarak kullanılıyor!
Demeli değilmiyiz madem ki milyarlarca doları aşılara verip bu insanlara sözde şifa dağıtacak kadar önemsiyorsanız neden bu hizmeti alt yapı olarak sağlamıyorsunuz?
Alt yapısı, kanalizasyonu, temiz suyu olmayan beldelerde salgın hastalıkların yaşanması normal değil mi?
Daha düne kadar evde kabına pisleyip sokağa atan, üzerine basmayayım diyede topuklu ayakkabıyı icat eden Fransa değil miydi?
Nasıl bitti Avrupa'daki salgın hastalıklar aşı ile mi? Yoksa alt yapı sistemi ve temiz suya ulaşım ile mi?
Sözde yapılan yardımlar ile Afrika'daki kardeşlerimize tarihi geçmiş, kokmuş, deneysel kimyasallar içeren yiyecekler gönderip bu insanları türlü hastalıkların pençesine atan onlar, güya iyileşsinler diye birde aşılıyorlar öyle mi?
Zaten bu insanları sömüren siz değil misiniz? Afrika'daki madenler Afrika'ya kalsa bu insanlar bu hale düşerler miydi?
Hem sömür, hem kanalizasyon çalışmaları yapma, hem ziraat yapmalarına izin verme, hem bir kuyu açıp temiz su verme, hem her türlü kokmuş yemeği yardım diye dağıt, hem bu cocukların organlarını çal, hem yetimhane açıp hepsinin dinini değiştir misyonerlik faaliyetleri yap hemde "aşı kampanyaları" yürütüp şifa dağıtıyoruz de!
Biz varya Nasreddin hoca misalini coktan geçtik kardeşler.
"BU KAZANIN DOĞURDUĞUNA İNANIYORUZ DA, BİR TÜRLÜ ÖLDÜĞÜNE İNANAMIYORUZ!"
Hiçbir bilimsel araştırmaya, hiçbir istatistiğe gerek yok!
Biraz Müslüman ferasetiyle bakmaya ihtiyaç var!
Bu ayeti celileyi göreceğimiz her yere asmalı, gözlerimizden yaşlar gelene kadar tekrar etmeliyiz!
"Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar.!!!
De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır!!!
Yağmur Mirzayeva/10.05.2019