Gönderi

621 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Gerçekle Düş Arasında
Yüzyıllar bin yıllar önceydi. Bir vardı bir yoktu. Develer tellal idi pireler berber. İşte bu zamanlarda bilinen dünyada namlı bir bölge vardı. Bu bölge felsefe ve bilim yatağı olarak bilinen İyonya’ydı. Sadece bilimi ve felsefesi değil ozanları da ünlüydü bu bölgenin. Çıktılar mı meydana millet başlarına toplanır ağızlarının içine bakardı. Köy köy kent kent kapı kapı gezerler hikayelerini anlatırlar, şarkılarını okurlardı. Bu tatlı dilli ozanların içinde öyle bir isimde vardı ki her yerde sözü geçer herkes onu kendi memleketlisi sayardı. Bu ozanın adı Homeros’tu. O kadar tatlı dilliydi ki dinleyicileri onu dinlerken kendilerinden geçerdi. En çok savaş hikayelerini severdi bu ozan. Savaş hikayeleri içinde de en sevdiği İlyada’ydı. Dinleyicilerine göre uyarlardı ya hikayelerini yine bilirdi İlyada’yı anlatırken Troya’lılara haksızlık ettiğini. İçi cız ederdi Şanlı Troyalıları düşündüğünde. Alttan alta verirdi Hektor’un kahramanlıklarını Troyalıların hakkını. O şanlı Hektor ki kendi ordularının on katı büyüklüğünde ordulara karşı savaşmıştı baş başa. Onuruyla yaşamıştı onuruyla ölmüştü, Tanrılar bile üzülmüştü böyle bir kahramanın öldüğüne. Ona nasıl haksızlık edilebilirdi. Homeros da dayanamaz kendini kaptırırdı. Akhilius’un destanı olarak anlattığı İlyada’nın sonunu Hektor’a övgülerle kapatırdı. Bir gün yine bizim büyük ozan anlatırken en sevdiği hikayesi İlyada’yı, dinleyicileri arasındaydı Athina’nın büyükleri. Dinleyince Troya Savaşını Akhilius’un kahramanlıklarını kendilerinden geçtiler. Buldular dinletiden sonra ihtiyar ozanı. Aldılar bir kopyasını İlyada’nın Atina’ya götürdüler. Ferman verdiler bundan sonra Atina’daki şenliklerde tüm şarkılar, anlatılar yasaklanıp onların yerine Homeros’un İlyada’sı okunacak. Yıllar yıllar tüm şenliklerde okundu İlyada, bütün Helenler onu kutsal kitap bildiler, ezberlediler. Neler neler yoktu İlyada da Helen’leri kendilerinden geçirecek. Ataları, dedeleri; Akhilus’un, Aias’ın , Diomenes’in, Odesya’nın, Agamennon’un kahramanlıkları… Kadınları uğruna savaşan Aslan Akhalar Sineğe benzeyen Troyalılar… Biraz da düzeltince okutturmadan önce daha da çoşkulu oldu. Çıkartırdılar bazı barbarlıkları… Tanrılar vardı sonra, her şeye karar veren insanın güçsüzlüğünü gösteren.. Tanrıya benzeyen güçlü Krallar. Elbette Helenlere ulaşacaktı bu bilgiler. Bileceklerdi atalarının nasıl savaşçı olduğunu, Krallarının Tanrılara denk olduğunu, insanın değil Tanrıların her şeye karar verdiğini. Yıllar yıllar okundu İlyada her yerde. Üstüne trajedyalar, romanlar yazıldı. Etkilendi nice sanatçılar. Edebiyat alemi bunlarla uğraşadursun filozoflar karşı çıktı diğer yandan Homeros’a. En başta Platon. Dediler ki bu işlerin eğitimde yeri yok. Genç beyinleri uğraştırmayalım böyle tabularla, bağımsız düşünmeyi öğretelim. Ozanların, şairlerin halkı eğlendirmek için başvurduğu anlatılar bunlar, romantiklerin işi. Sonra tek tanrılı dinler geldi, efsaneleşti Homeros ve İlyada’sı. Taa ki 1870’lerde Alman bir definecinin eline İlyada’yı alıp Troya’yı kazana kadar. Aldı Alman eline İlyada’yı, şıp diye buldu Troya Savaşı’nın geçtiği yeri. Başladı kazmaya. Üst üste dokuz kent çıktı kazıdan. Çıkardı hazineyi götürdü memleketine. Bir yandan da anlattı kazdığı yerleri. Daha sonra nice arkeologlar geldi kazdı Troya’yı. Bin yıldır mit diye anlatılanlar yoksa gerçek miydi? Şimdi bilim adamları tartışadursun Troya Savaşı oldu mu olmadı mı, Homeros gerçekten yaşadı mı, İlyada’yı kim yazdı? Bay Sisifos kitabını okur , bunu okuyanlara da dünyanın en büyük Ozanı Homeros’la tanışmayı tavsiye eder, herkese de selam eder.
İlyada
İlyadaHomeros · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20147.4k okunma
··
229 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.