Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

107 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Spoiler içerir
Ferit Edgü'nün yazarlığının ilk öyküleri. 1950-1960 arası yazdıkları ve sonraki baskıda eklenen 1988de yazdığı bir öykü yer alıyor. Yalnızlık, iç sıkıntı gibi yoğun temalar hakimdi öykülerde. Ama çoğu öyküde tamanlanmamışlık göze çarpıyordu. Yine de her zamanki gibi kelimeleri çok iyi kullanmıştı. Bir kelime sihirbazı Ferit Edgü ve ben bu yanını çok sevdiğimden tüm öykülerini okumaya çalışıyorum. Durgunluğu, dışarıdan gözlemi çok başarılı bir şekilde yapıyor. Karekterlerinin gerçekliğini sonuna kadar yaşatıyor. Öyküler içerisinde en beğendiğim, diğerlerinden gerek kurgusuyla gerek işleyişiyle son derece garip ve farklı olan bi öyküden bahsetmek istiyorum. Öykünün adı "Yargıç Karak". Nüfusu yaklaşık 20.000 olan bir kent düşünün. Bu kentin başyargıcı 3 yıl önce ölüyor. Ve o tarihten itibaren başyargıçlığa Yargıç Karak getiriliyor. Yargıç Karak'ın başa gelmesinden sonra bir adam kentteki suç oranın 10 kat arttığını farkediyor. Karekterimiz de bu artışı ve hangi suç türlerinde olduğunu araştırmak istiyor. Araştırmalarında yerel gazeteleri topluyor. Ama işin ilginç tarafı son 3 yılın gazetelerinin hiçbir suç haberini yayınlamadığını görüyor. Şöyle düşünebilirsiniz madem gazetelerde böyle haberler yok nereden öğrendi suçun 10 kat arttığını. Çünkü 500 kişilik cezaevinin dolduğunu yeni bir cezaevi yapıldığını gördüğünde farkediyor. Gazeteye mektup yazıyor ama kaçamak cevaplar alıyor. Ve sonrasında mahkeme salonuna davaları izlemek için gidiyor . Miras davaları dışında diğer davaların kimse tarafından izlenmemesi yasağının Yargıç Karak tarafından koyulduğunu görüyor. Sonrasında arşiv odasına 3 yılın davalarını incelemek için iniyor. Ama yine yasal bir hak olan bu hakkın Yargıç Karak tarafından engellendiğini görüyor. Ve en sonunda bu kadar meraklı olduğunu Yargıç Karak da fark ediyor ve ona bir mektup ulaştırıyor. Yargıç Karak tüm insanların her an her saat her gün yargılanması gerektiğinden, insanların hiçbirinin suçsuz olmadığından bahsediyor. Kendi sistemini getirdiğini ve kentin etrafına bir duvar örülmesi fikrinin olduğunu anlatıyor. Ama bu öyle çılgınca ve garip ki. Ama asıl garibi baş karekterimiz dışında kimsenin karşı çıkmaması, dile getirmemesi, kabullenmesi. En sonunda karekterimizin bununla baş edemeyeceğini anlayıp kentten ayrılmasıyla da bitiyor. Çok tanıdık geliyor değil mi? İnsanları sürekli gözlem altında tutmaya, etkisi altına almaya çalışan, politikacıları hatırlatıyor aslında Yargıç Karak. Bir nevi insanların her an yargılanması fikri Tanrıyı da hatırlatıyor. Çok iyi bir şekilde kurgulanmış bu öykü koca bir romana, bir filme konu olabilecek denkteydi. Ve beni gerçekten çok etkiledi. Sonda yer alan "Celladın Ölümü" ve ilk bölümdeki "Durum" adlı öyküler de ilgimi çeken, beğendiğim öykülerdi. Diğerleri de iyiydi ancak dediğim gibi bir tamanlanmamışlık, eksiklik vardı. Yine de okunmaya değer, Ferit Edgü'yü anlamak için okunabilecek bir öykü kitabıydı. Tavsiye ediyorum :))
Av
AvFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 2016280 okunma
··
35 görüntüleme
H. okurunun profil resmi
Ovv, güzel baya güzel bi' kitap hatta. Daha önce hiç Ferit Edgü okumadım sıradaki kitap alışverişine eklendi. Bu arada emeğinize sağlık, inceleme de güzel olmuş. :)
Berdan Tabar okurunun profil resmi
Teşekürler Doğu Öyküleri kitabını da öneririm
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.