Yine baş başa kalıyoruz
En sağır yerinden
Yalnızlığım ve ben
Soğuk bir ırmak tutuyor elimden
Gökyüzü çekiştiriyor gözlerimi
Bir sağa bir sola
Köprüler yeni yeni ışıldıyor
Kalabalıklar yavaş yavaş çekiliyor içimden
Kaldırımlar,
Bir kadeh gibi yudumluyor sessizliğimi
Adımların hafif sarhoşluğu
Adını hatırlayacak kadar
Uzayan gölgelerin bedenime usulca akması.
Biraz daha alışıyorum sanki
Bir parça daha yalnızlığa
Evimde sesim ve türkülerimden geriye
Arada bir vuran saat sesi
Soframda tek kaşık
Bir tane tabak
Artık daha da azıyla yetindiğim tuzsuz yemek.
Bazen unutup iki kaşık çıkarıyorum
Çok yapıyorum yemeği
El alışkanlığı
Ve kendi yaptığım yemeğe kendim not veriyorum
Duvarlar yapay bir kahkahayla eşlik ediyor
Günlerin kısalmasına.
Bir saat daha geçiyor sanki
Gri bir cumartesiden
Ama gün ışımamakta kararlı
Bulutlar güneşin önünde kaskatı
Yazılarım daha bir eğik
Sözcüklerim doktor reçetesi tadında
Biraz boğazım yanıyor sonra
Kesik iki üç parça öksürük
Üzerine ılık bir su
Sonra anlıyorum ki
Yalnızlık enfeksiyonu bu.
Aklıma bir soru takılıyor
Acele etmiyorum cevabı için
Düşünmeye bolca vaktim var bugünlerde
Zamanla aramda görünmeyen bir bağ
Acele etmiyoruz ikimizde
Birbirimizi tanıyoruz
Sorular sorup birbirimize
Konuşacağız gelecek zamanda
Aynı yastığa baş koyacağız sonuçta
Kavga da edeceğiz elbet
Ama karışmayacağız
Sormayacağız nereye gidiyorsun diye
Birbirimizi aramayacağız öyle sık
Geldiğimde evde olacak zaman çünkü
Beyaz bir duvarda kendi rıhtımında.
Dedim ya bugünlerde bolca düşünmeye vaktim var diye
Zaman en çok da bu konuda anlayışlı
Ağırdan alıyor hayatı
Bense yavaşlıyorum gittikçe,
Gözlerimde soğuk bir kahve tadı
Kulaklarımla boşluğun çınlaması
Yerlerde bir karış toz
Tabağımda dünden kalan yemeğin lekesi
Her odada dört çocuğum var şimdi
Dört nemli duvar büyüyecek
Acizliğin kundağında
Birinin adı umut
Birinin adı hasret
Birinin adı sevda
Birinin adı vuslat
Ellerimle besleyeceğim
Birini diğerinden ayırmadan
Dördünü bir sallayacağım
Dilimin salıncağında
Yitik bir bedenin
Aydınlık ülkesi olacağız
Zamanla mutlu yuvamızda.
Gün hiç doğmadan karardı
Ey yalnızlığım hoş geldin!