Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Hâlâ ağzımı normal bir şekilde kapatıp etrafa normal gözlerle bakamıyorum. Tek kelime yeterli olacak sanıyorum. MUAZZAM. Süngü bir programda şöyle bir cümle kurmuştu. “ Yazar, bildiği(gördüğü) veya hissettiği bir şeyi anlatır. Bunun dışında bir şey anlatması mümkün değildir.” Bu konuşmayı dinlediğimde henüz kitabın başında sayılırdım. Afili bir cümle olarak not almıştım kenara. Daha sonra başka bir cümle daha kurdu, aynı program olup olmadığından emin değilim fakat mealen şöyle diyordu “ Duygular, çekilen acılar dünya üzerinde kaç tane insan varsa o kadar kişi tarafından yaşanmıştır, çekilmiştir Ve yazarlar da bu duyguları yazar. Herkes aşk acısı çekmiştir ve herkesin yaşadığı şey aşağı yukarı aynıdır. Siz isteseniz de farklı bir acıdan bahsedemezsiniz ama o acıdan farklı bahsedebilirsiniz. O zaman sanatçı oluyorsunuz ve yaptığınız şey anlam buluyor günümüz dünyasında.” Süngü böyle yapmış. İnanılmaz bir kurgu ağıyla yapmış hem de. Romanda “Boş yere söylenmiş tek bir kelime bile yok.” gibi iddialı bir cümle geçiriyor ama onun hakkını nasıl verdiği bırakalım da siz okuyucuların hayretlerine kalsın. 415 parçalı bir yapboz hazırlamış bizim için sevgili Güray Süngü. Yapboz sevmeyen ben, kalkamadım başından bir parça daha, bir parça daha diye diye. Karakterin başından geçen hadiseler o kadar titizlikle yontulmuş ki, bu burada sırıtıyor dediğim her ne varsa aslında ne muazzam titizlikle çizildiğini çözgü kısmında bir bir görüyorum. Olayı sürekli ileriye taşırken sizi “neden?” kısmına o kadar yumuşak bir biçimde geçiriyor ki, bir anda nesnel zaman ile kurgudaki zaman arasındaki bir parkta bir nesnele bir gerçeğe sallanıp duruyorsunuz salıncakta. Park, mühim bu arada. “…yaşadığın her şey gerçektir ve sen insan olarak yalnızca hissettiklerinin etkisiyle sürdürürsün yaşamı.” Daha önce tanışanlar bilir, Süngü labirentler kurar ve o labirentlerde gezdirir biraz karakterini. Bu sadece mekân boyutunda değil özelikle duygu/ruh bağlamında karşımıza çıkar ki dünya modellemesi olarak görürüz biz bunu bir bütün olarak. Veya ben öyle yorumluyorum. Yazarın dünyası, benim dünyam, günümüz dünyası… Üstelik kendi hikâyesini bize anlatırken o kadar ustalıkla örülmüş bir dünyadan sesleniyor ki okuyucuya, hem bir edebi eser olarak olay örgüsü ve hikâyeyi ustaca veriyor hem de bir roman kurgusu nasıl yapılır, nasıl yazılır, nasıl kurulur ve nasıl bozulur’u asla sıkmadan, aynı anda, birbirine karıştırmadan sunuyor. Kitabı bitireli on beş yirmi dakika oldu ama tekrar okuma hevesim kolay kolay geçmeyecek gibi. Altı çizili cümlelerimi okusam bile kâfi gelir diye düşünüyorum ama kurgunun tadını alamamak şimdiden her şeye gölge düşürüyor. Teşekkür ederim Güray Süngü. Dünyanın en gerekli yazarısın benim için. İyi ki seninle bir şekilde kesişmiş kaderim. Kitaptan altı çizili bir cümlem ile ilk değerlendirmemi bitireceğim. Katkılarınızı muhakkak beklerim. “Ağrıyan aklımdan irinler sızıyor…ve buna kelime diyorsunuz… ah siz…”
Düş Kesiği
Düş KesiğiGüray Süngü · İz Yayıncılık · 2018784 okunma
··
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.