Gönderi

368 syf.
·
Not rated
Batının bilim adı altında bize empoze ettigi, 'insanın topluma hizmet ettiği' düşüncesinin altında yatan nedir? İnsanin hayvandan evrimleştigi ve evrenin tek bir hücreden oluşarak canlanıp mükemmel işleyiş haline dönüştüğü gibi düşünceler aslında neye hizmet eder?  Öncelikle 'insan topluma hizmet etmez' der Izzetbegovic, toplum insana hizmet eder ve insan da ancak yaratıcıya, Allah'a hizmet eder. 'Hümanizmin asıl gayesi budur' diye ekler. Yani insana mesuliyet vermek, hür iradesini kullanmasına fırsar vermek.Hürriyet bu şekilde sağlanır. Bunun aksinde kendini gösteren tutum sömürgeciliğe, adaletsizliğe  zemin hazırlamakta, insanı hürriyetsizleştirmektedir. "Toplum, bütünün rolünü üzerine alır; insan ise toplumsal mekanizmanın bir parçası, giderek ufalan bir parçası olur. Çalışmanın faili olan insanın kişiliksizleştirilmesi, gelişme ütopyanın ideal durumuna doğru meyleder." ifadesiyle durum özetlenmiştir kitapta. Hani bazan insanların iradesinin kısıtlanarak kusursuz işleyen toplumların oluşturulduğu ütopik anlatılar(Orwell'ın 1984'ünde olduğu gibi) bir yandan hayranlık uyandırır bir  diğer yandan  bu düşüncelerin manevi yönden yoksun yani insan olmanın dışında olduğu hissine kapılmamıza neden olur ya.İşte o his, insanın topluma hizmet ettiği düşüncesinin anti hümanistikliğini idrak etmemiz için yeterlidir. Bir diğer düşünce: insanin evrimleştiği düsüncesi..Yalnızca tabiatın kanunlarına göre yaşayan, yani yaşam icin gerekli olan temel ihtitaçlarını gerçekleştirip sadece kendi menfaati ve türünün devamlılığı icin mücadeleye ayarlanmış hayvan ile tüm bunları seçme iradesi bahşedilmiş insanı ayıran o çizgiyi yok eden bu düşünce sistemini, akletmeyen insanın gözüne sokarcasına delillerle anlatır yazar. Zaten evrenin varoluşundan bugüne insan hep bir diger dünya icin arayış içersinde olmuştur. O ilk çağlarda insanların mağara duvarlarına çizdiği tasvirlerin anlattiğı hikayelerden, gökyuzune anlam yuklemesinden, kurban uygulamalarından vs. binlerce ornekten bahseder..hepsi bu dünyanın dısında bir yasama, bir yaratıcıya inandığının göstergesidir. Aynı şekilde bir başka yaşama olan inanç, 'sanat' olarak da kendini göstermistir yüzyıllarca. Ünlü cennet cehennem tasvirleri buna örnektir mesela. Yani sanat da din ile doğmustur. Peki insan bu tabiatüstü düsünme yetisini en gelismis hayvan türünden en ilkel insan turu arasındaki evrilmesi sürecinde nasıl kazanmış olabilir? İşte evrim düşüncesi bunları yok saymanın yanı sıra insanın iç dunyasını ve iradesini de yok sayarak yaptıklarından sorumlu olmaktan uzaklaştırmaktadır insanı,degersizlestirmektedir.Hayatın bu dunyayla sınırlı oldugu dusuncesi adalet ve esitlik kavramlarına inancı reddetmeyi ve bunlar gibi yüce insana özgü değerlerin önemini kaybetmesinin peşi sıra ahlaksızlığı beraberinde getirmektedir. Dinler,felsefî ögretiler, birey toplum ve özünde insan..Ve İslam..Varoluşsal sancılarla bunalan, rotasını şaşırmış şuurlarımıza rehberlik ediyor bir ışık yakıyor yazar. Aydınlatıyor dünümüzü, bugünümüzü ve ufkumuzu açıyor.Son olarak: #50884771 Mutlak tavsiyemdir. Keyifli ve çokça faideli okumalar dilerim.
Doğu ve Batı Arasında İslam
Doğu ve Batı Arasında İslamAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 20153,539 okunma
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.