Genelde yazarların yazdıklarını mektupları sıkıcı ve anlamsız bulmuşumdur. Bunun kendimce bir çok sebebi var: mektuplar arasında bir anlam bütünlüğü kuramamak, olayın geri planında neler olduğunu bilmemek, genelde günlük ve pek bir anlam ifade etmeyen mektuplar oluşu aklıma ilk gelenler arasında. Ancak Steinbeck burada tam bir istisna olarak karşıma geçti. Kitabın başlığı aslında çok şey anlatıyor: "Mektuplarda Bir Yaşam" Neredeyse otobiyografik roman tadında okunabilecek yüzlerce mektuptan oluşan bir kitap. Burada anlatılan bir yazarın hayatı. Yazar kendi hikayesini mektuplarda anlatmış. Kitabın önsüzünde kitap hakkında yazılanlar gerçekten çok etkileyici şeylerdi. İnsan bu önsözü okuduktan sonra kitabı da okuyası geliyor gerçekten. Yazarın günde en az 6-7 mektup yazdığı düşünülürse hayatı boyunca yazdığı mektupların sayısı tespit etmek için bir hesap makinesine ihtiyaç duyabiliriz. Bu kitap hazırlanırken binlerce mektuptan faydalanılmış ve bir o kadarı da mektuplar arasındaki bütünlüğü koruma adına elenmiş, yanıt olarak yazdığı mektuplar da dahil edilmemiş. Mektuplar düzenlenirken tek bir kriter belirlenmiş: Mektuplar okuyucular için ilginç mi? Bence pek çoğu ilginçti. En azından ben okurken çok sıkıldığımı hatırlamıyorum. Yazar bu mektuplarda nelerden bahsediyor peki? Maddeler halinde aklıma gelenleri yazayım: - Her kitabıyla ilgili nasıl çalıştığı - Kitapları hakkında açıklayıcı bilgiler - Çeşitli konularda kişisel görüşleri - Özel yaşamı - Aile ve arkadaş çevresi - Yazar olma yolunda yaşadığı maddi sıkıntılar - Kaygıları, üzüntüleri, endişeleri Mektupların bir kısmını sanki romandan bir sayfaymış gibi okuduğum oldu. Mektuplardan ziyade bir roman tadında da okunabilecek güzel bir eser.

Mektuplarda Bir YaşamJohn Steinbeck · Cem Yayınevi · 199198 okunma

·

171 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.