Gönderi

Kendine güveni vardı fakat sürekli olarak yaptıklarının onaylanmasını arzuluyordu. Bilgisinin genişliğinden dolayı kendisine hayranlık duyuluyordu ama aynı zamanda keskin dilinden dolayı korku duyulan biriydi. Humboldt'un kitapları bir düzine dilde yayımlanmış ve o kadar popülerlerdi ki, insanlar bu kitapları satın alan ilk kişiler olmak için kitapçılara rüşvet veriyordu, ama buna karşın o, fakir bir adam olarak ölmüştü. Beyhude bile olsa son parasını gayretli; genç bir bilim insanına verirdi. Yaşamını seyahatler ve aralıksız çalışmayla sarıp sarmalamıştı. Her zaman yeni bir şeyler deneyimlemek ve kendisinin dediği gibi, ideal olarak, "üç şeyi aynı zamanda yapmak' istiyordu. Humboldt, bilgisi ve bilimsel düşüncesiyle ünlenen biriydi ama akademik bir beyin değildi. Çalışması veya kitaplar arasında kaybolmasıyla memnun olmayarak kendisini fiziksel uğraşlara atıyor, bedeninin sınırlarını zorluyordu. Venezuela'da yağmur ormanlarının gizemli dünyasının derinliklerine girmeye cüret ediyor ve And Dağları'nda aktif bir yanardağın içindeki alevleri görmek için tehlikeli bir yükseklikte dar kaya çıkıntıları boyunca sürünerek ilerliyordu. Altmış yaşında bir adam olarak bile daha genç arkadaşlarını geride bırakarak Rusya'nın en uzak köşelerine 1600 kilometreden fazla bir seyahat yapmıştı.
Sayfa 26 - Ayrıntı yayınları 1.baskı 2017Kitabı okuyacak
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.