Gönderi

Ben içimden hiç durmadan, “Bu mu şair! Bu mu şair” deyip duruyor olurdum. Çünkü saklı sulardan, nasırlardan, büyük saatlerden, limonluklardan, mavi gözlü devlerden bahseden şairleri, tanıdığım diğer erkeklerin kalıbına yakıştıramaz, sığdıramazdım. Bir dudağı gökte bir dudağı yerde, bir ayağı Şam’da bir ayağı Halep’te derler ya, işte öyle insanüstü bir yaratık, ne bileyim anka kuşu gibi bir şey, ne bileyim okyanusların altında rastlanabilecek kadar özel bir şey sanırdım şairleri.
Sayfa 83 - İletişim Yayınları 2016Kitabı okudu
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.