Gönderi

655 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
TAVANARASI
Sayfa sayısı ile göz korkutan ve tanımadığım bir yazarın kitabı olması nedeniyle anlaşılır olup olmadığı şüphesiyle biraz da çekingen başladığım romanı dört günlük bir okuma maratonu sonrası bitirebildim. Kitabı genel hatlarıyla beğendim ama altı yıldız ile yedi yıldız arasında biraz düşünmek durumunda kaldım. Sonunda yedinci yıldızı kitabı altı yılı aşkın bir sürede vücuda getiren yazarın emeğine saygımdan ötürü ekledim. Hayatta olmayan iki ana karakter ve bu karakterlerle bağlantılı hayatta olan dört ana karakter ve yine hayatta olan ama sonradan bu altı karakterin hayatına eklemlenen dört ana karakter daha. Romanın genel seyri bu on karakter üzerinden yürürken ara ara metne dahil olan başka alt karakterler ve bu saydıklarımın hepsinin ayrı ayrı hikayeleri bir ortak noktada toplanmaya çalışılıyor. İşte bu ortak nokta bence kitabın "asıl" karakteri, İstanbul'un bir semtindeki çıkmaz bir sokağın içinde olan ve orada ikamet eden ve yolu bir şekilde oradan geçen ve aynı zamanda yaşam şekilleriyle kendi komünlerini kurmuş adına da "Koğuş" dedikleri bir mahalle. Hayatta olmayan Şükran ve Kaptan; hayatta olan ve onların aşkının şahidi Yusuf, Mösyö, Yıldız Hanım ve Firüzan; daha sonraki kuşak Cengiz, Ferhat, Ahmet ve Orhan... Bu karakterlerin kendi hikayeleri ile beraber tamamlanamamış bir aşk hikayesinin ön plana alındığı romanda arka planda geriye dönüşlü olarak ülke ve dünya tarihindeki kırılmalar ve önemli olaylar anlatılmış. Bunları anlatırken felsefi ve sosyolojik yaklaşımlarla kahramanlarını konuşturan yazar mesajlarını verirken hep "kayıp ülke" ve "saklı zaman" kavramları üzerinde durmuş. İnsan zihnini "Tavanarası" olarak betimlediğini düşünüyorum ve yaşanmışlıkların burada hatırlanabilir olarak kalması için unutulmaması gerektiğini vurguluyor. "Koğuş" taki bir tavan arasına biriktirilmiş gazeteleri karıştırarak zihinde kaybolmaya yüz tutmuş bazı haber ve bilgilere de oradan ulaşıyorlar. Genel hatlarıyla bir yakın tarih kitabı olarak da okunabilen kitap yazarın konuları zaman zaman uzun uzadıya anlatması nedeniyle sıkıcılaşıyor ama farklı bölümlere geçtikçe yine eski ritmine dönüşüveriyor. Mektuplarla, günlüklerle, karşılıklı diyaloglarla kahramanlarını konuşturan, tartıştıran ve kişisel hikayelerini birbirine bağlamaya çalışan yazarın ana konudan sapmamak için tarihi bilgileri biraz daha özet geçmesi romanı da biraz kısaltması açısında faydalı olurdu gibi geliyor bana. Kitabın içinde bence en az 4-5 kitap daha çıkaracak malzeme var. Kişiler, karakter çözümlemeleri, insan ilişkileri üzerine yapılan çözümlemeler, tasvirler ve kurgu açısından yeterli, zaman zaman başka şair ve yazarlardan yaptığı alıntılarla o sırada vurguladığı konulara yakın tarihimizdeki olaylara yaptığı göndermeler başarılı, kurduğu uzun cümleler okuru sıkmıyor ve ülkenin "gerçek" tarihini anlatırken aralara sıkıştırdığı kendi fikirlerini ise cesaretli buldum. Bu kadar kalın kitaba bu kadar kısa bir inceleme az ama incelemeyi okuyanları da sıkmamak lazım. Kitabı sabırlı okurlara tavsiye ederim.
Tavanarası
TavanarasıAli Gür · Doğan Kitap · 201512 okunma
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.