-DİKKAT SPOİLER İÇERİR- Stefan Zweig, bu kitabında okurlara XV. Louis Fransasında sarayda iyi bir mevkiiye sahip olan kadının gözden düşmesiyle kralın bu kadını Paris'ten sürgün etmesini anlatır. Madam de Prie, saray hayatında sürekli emirler yağdıran,zaten mevkisi dolayısıyla iktidar kuran ve bu kurduğu iktidarla zevk alan bir kadındır. Sürekli gözde olduğu için ve gelen konukların kendisi nüfuzlu bir insan olduğu için ona sahte sevgi sözcükleri söylemeleri, ondan medet ummalara bu kadının çok hoşuna gitmektedir. Ancak sürgün yedikten sonra eski şaşaalı hayatını kaybeder ve bir yalnızlık içerisine düşer. Bu durum onu çok yorar çünkü artık eski iktidar gücü kalmamıştır. Güçsüz bir kadın olma yolunda ilerliyordur. Başlarda sürgün yemediğini, kafa dinlemek için gittiğini anlatır ancak daha sonra gerçek ortaya çıkar. Krala ardı ardına yazdığı mektuplardan sonra sonunda bir cevap alır ve kral, onun iki, üç sene içinde Paris'e dönmesinin ancak mümkün olduğunu yazar. Prie, buna dayanamayacak olduğunu bilir ve intihar kararı alır. Bu dünyadan unutulmaz bir şekilde gitmek ister ve bu sebeple Paris'teki dostları aracılığıyla evini doldurur ve eğlenceler düzenler. Bir gün konuklar iskambil oynarken oynayanlardan biri 7 papaz atar ve Prie, "7 Ekim'de öleceğim." der. Konuklar buna güler ancak o, onları şaşırttığı için duyacağı mutluluğu düşünmektedir. Onun için yaşamanın artık bir anlamı yoktu çünkü ne gözde biriydi ne de emir yağdırabiliyordu, iktidarını ve şöhretini kaybetmişti. Çöküşü böyle başlamıştı. 7 Ekim'den önceki gün bir tiyatro oynadı ve orada rolünde öldü. Daha sonraki gün ise gerçekten öldü ve böylece hatırlanacağını sandı ama böyle olmadı. Çünkü Zweig'ın da dediği gibi "talihin ilerleyen treninden düşenler, bir daha o trene binemezler."

Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,6bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mehmet Ali Bektaş