Gönderi

168 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Hermann Hesse ile tanıştığım ilk kitap oldu.Boncuk Oyunu’nu okumak sürekli aklımdaydı fakat hep erteliyordum en iyisi kısa bir tanışma faslı olsun diyip Rosshalde’yi okumaya başladım. Tahmininden daha bir yalın ve insanı okurken yormayan bir dili varmış Hesse’in.Ben daha çok ağdalı bir dili olduğunu düşünmüştüm.Önyargı işte:) Ama beni şaşırttı.Yavaş yavaş insanı içine çeken, olaylarla bütünleştiren, sizi de konunun içine dahil eden bir üslubu var. Rosshalde, bence zıtlıkları harmanlayan bir kitap: Umut-umutsuzluk, aile-parçalanmış aile, kendini yok etme- kendini var etme...gibi diyebiliriz.Kitabın konusuna gelirsek...Uzun zaman önce mutlu bir aile olan fakat evliliklerinde istedikleri devinimi yaşayamadıkları için hem anne (piyanist) hem baba (ressam) hem de ilk çocukları (Albert) bu evliliğin hasarlı sonuçlarına katlanan bireylerdir.Küçük çocukları (Pierre) ise her şeyden habersiz fakat içten içe bir şeylerin ters gittiğine sezen neşeli, duygulu bir çocuktur.Baba kötü giden evliliğin neticesinde kendini evden soyutlayıp kendine ayrı bir dünya yaratıp sürekli resim sanatını icra eder.Öyle bir çalışmadır ki bu.Hiçbir şeyi düşünmeden ya da artık düşünmek istemediği için salt kendini resim yapmaya adar ve ciddi olarak da iyi bir ressamdır.Anne kendini büyük bir sükunet ve sabır içinde Rosshalde’ye ve oğullarına adar.Her şey böyle dengesiz bir ruh halinde ve amaçsız iken küçük Pierre hastalanır ve ölür.Ailenin kopuşu ve Rosshalde’nin doğa tarafından esir alınışı bu olay ile başlar.Baba sanatı uğruna Hindistan’a gitmeye karar verir.Anne ve oğlu ise nereye gidecekleri belli olmayan bir diyar... Aslında burada ki ölüm bence yeniden bir doğuşu simgelemekte.Her ne kadar ölüm kötü bir yazgı olsa da ailenin kendine gelebilmesi ve herkesin kendi yoluna gidebilmesi adına bu ölümün gerçekleşmesi gerekiyordu. Kimi zaman biz kendi içimizde de bu kayboluşu yaşarız.Hatta o kadar kayboluruz ki ancak büyük bir sarsıntıyla o sert kabuğumuzdan kafamızı çıkartıp dış dünyaya gözlerimizi açarız.İlk başta güneşin o tatlı ışıkları gözlerimizi kamaştırıp bizi serseme çevirsede ılık ılık içimizde sıcaklığı hissedip yaşamanın ne kadar güzel ve anlamlı olduğunu anlarız.Bütün karamsarlığı içimizde barındırsakta yaşamak, yaşamaya çalışmak en büyük içgüdümüzdür. Kısa bir roman fakat ben oldukça beğendim.İnsanın kendi içine yapacak olduğu yolculuğa bir rehber oluşturur nitelikte.İyi okumalar...
Rosshalde
RosshaldeHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 2019675 okunma
·
11 views
Tuncay Günaydın okurunun profil resmi
Çok güzel yorumunuz için teşekkürler emeğinize sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.