Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Johann Wolfgang von Goethe: Faust
İNSANLIĞIN MUHASEBESİ, FAUST Hatice BARAN Alman edebiyatının en önemli romantizm akımının yazarlarından olan Johann Wolfgang von Goethe, birçok alanda kendini geliştirir ve en önemli ürünü olan “Faust”u 60 yıllık bir birikim sonucu ortaya çıkarır. 1749’da Frankfurt’ta dünyaya gelir. Yazarlık ve edebiyata katkısı Alman edebiyatıyla tek sınırlı değildir, ününü Faust ’la Dünya Edebiyatı’na da duyuran bir isimdir. İlk Faust ’un trajedisini yazmaya karar verdiğinde henüz “Deha Çağı” da denilen akımın hükmü sürmekteydi. 1788’de ele aldığı bu eseri hemen hemen bütün hayatını kapsamaktadır. Kitaptaki başkahraman Faust, kitaplardan edindiği bilgilerle yetinemeyen bir bilim adamıdır ve coşkulu bir gençtir. Ayrıca Goethe’nin yaşam felsefesinin bir aynasıdır. Goethe, 20’li yaşlarında başladığı bu eserini 60 yılda tamamlar ve bu manzum trajedi, yazarının gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerinin izlerini taşır. İki bölümden meydana getirdiği ve uzun bir tiyatro metni olan Faust ’un ilk bölümü öznel, tutkulu bir kalemle ele alınsa da ikinci bölümde bu durum söz konusu edilemez. Yazar, bu bölümde daha nesnel bir tavır sergiler ve daha ağır anlaşılmaz bir üslup ortaya çıkardığı görülür. Birinci bölümde Faust ve Gretchen’in arasında geçen olay örgüsünde bir bağlantı, yoğunluk sezilirken ikinci bölüme gelindiğinde ise olaylar arasındaki bu bağda bir kopukluk görülür. Aynı uyum ve tutarlılık bulunmaz. Trajedinin kahramanı Faust, Goethe’nin olgunlaşan düşüncesinin paralelinde; başkaldırı, ruhtan uzaklaşmış, yasalara saygı duyması gereken ve Klasik Çağ’ın hayat standartlarına, düşüncesine uyum sağlayan yeni bir kahraman yaratma telaşesinin ürünüdür. Kahramanın düşüncesini bu zeminde ilerletir. Yazarlar olmak istedikleri bireyleri ve yaşamak istedikleri hayatları eserlerine yansıtırlar. Bu eserde de Alman edebiyatının önemli ismi olan Goethe’nin böyle bir düşüncesi olduğu görülür. Onun düşüncesini, hayattaki taleplerini öğrenmemiz açısından da bu eser çok önemlidir. Eserde öne çıkan kahramanların kişisel özelliklerini özetlemek gerekirse Faust: Başkahramandır ve hukuk, felsefe, tıp, ilahiyatla ilgilenen doktorasını yeni bitirmiş bir karakterdir. İlahi aşka karşı şüpheleri vardır. Gençliğinde bünyesinde barındırdığı manevi, iç huzuru artık kaybetmiş bir arayış içerisindedir. Utangaç bir mizacı olan Faust, eserde genel olarak iyi yürekli bir karakter olarak karşımıza çıkar. Mefistofeles: Faust üzerinde etki bırakmak isteyen onu yoldan çıkarmak isteyen çetrefilli yollara sürükleyen şeytandır. Çeşitli biçimlerde karşımıza çıkar. Kadın, büyü ve içki gibi yöntemlere başvurarak insanları Allah’tan uzaklaştırmak isteyen ayağından sakat biridir. Margarete: Fakir bir ailenin çok duygusal kızıdır. Ahlakına ve dinine önem veren ancak nefsine yenik düştüğünden cezalandırılan bir genç kızdır. Wagner: Faust ’un arkadaşı ve saf, duygusalca hareket eden bir insandır. Marthe: Kendi halinde yaşayan kocası yanında olmayan arabulucu fakir bir kadındır. Gretchen: Aklını yitirip çocuğunu boğan ve Faust ’la beraber bir ilahi arayışta olan bu karakter tam idam edilirken tevekkül ettiğinden dolayı kurtulan biri olarak eserde rol alır. Faust, iki bölümden oluşur ve her bölüm kendi içinde de bölümlere ayrılır ve bölümlerin isimleri, içerikleri arasında bağ kurulup yoğun bir şekilde ortaya çıkarılan bir üründür. İlk bölüm “İthaf” başlığı ile başlar. Goethe’nin Faust”u ilk yazmaya başladığı yılları ve yazarının hikâyesini kapsar. Bu durum bize eseri okurken yazarıyla ne kadar bağ kurduğunu bilmemiz açısından önemli detaylar içerir. Bir diğer başlık “Tiyatro’da Ön Gösteri” bu başlık altında bu metnin nasıl olması gerektiği ve bir tiyatro metninin özellikleri üzerine bir tartışmadır. “Gökte Konuşma” başlığında eserin metafizik boyutu konuşulur ve Faust”u insanın dünya yolculuğunu anlatması için denek olarak kullanılması ön görülür. “Gece” Gecenin sessizliğinde zorlu bir muhasebeye giren Faust, kitap bilgisi ve dünyanın özünün ne olduğunu anlamak için kendini büyüye adamaya karar verir. “Şehrin Girişi” Faust ‘un farklı yaşamlara olan ilgisi ile başlayan yolculuğu ve yolculuğunun içeriğinden bilgiler mevcuttur. “Çalışma Odası I-II” İnsanın çaba ve zevk arasındaki bocalamasına değinilir ve Faust ‘un İncil’i yorumlaması, içinden çıkamamasını ve Mefisto yani şeytanla anlaşma imzalamasını içerir. “Auerbach Meyhanesi” Faust ‘un şeytan Mefisto ile çıktığı gezinin ilk durağıdır. Bu başlıklardan sonra diğer başlıkları genel olarak özetlersek Goethe, Faust adlı başkahramanını insanlığın dünya içinde şeytanla muhasebesinin ve İlahi aşkın arayışının bir sembolü olarak birçok yenilmeye, sorgulamaya ve en sonunda şeytana başkaldırmaya kadar götürür. Sokak, gece, meyhane, büyü, kadın, zindan, cinayet, içki gibi insanı hataya düşüren kavramlar, mekânlar ve durumlarla Faust”u şeytanla baş başa bırakır. Bu eser; inişler, kalkışlar ve arayışlarla zengin, uzun ve meşakkatli bir yolculuktur. Tıpkı insan ve dünya gibi bazen beyaz bazen siyah bazen de gri bir hal alır ve bu durumu yansıtan olaylar görülür. Mefisto, Faust”u nefsani duygulara sürükler ve hatadan hataya düşmesine sebep olur. Faust, ne vakit bir şekilde girdiği karanlık kuyudan çıkmaya çalışsa Mefisto, bu çabasını boşa çıkaracak hatalarını hatırlatıp onu bu eyleminden vazgeçirir. Faust, bütün eser boyunca durmak bilmeyen bir arayışın içinde bocalar. Trajedinin iki bölümünün merkezinde de iki kadın bulunmaktadır: Gretchen ve Helena. Onlar da Faust gibi günah, suç ve nefsani duygular içinde bir çıkış aramaktadırlar. Faust, bu karakterler üzerinden hem sapma hem de çıkma durumunu yaşar. Faust, iyi-kötü zıt kavramlarının savaşını anlatmaktadır. İnsanın bunlar karşısındaki duruşunu, bunları sorgulamasını ve bunlar karşısındaki yenilgilerini-başkaldırılarını işlemektedir. Eser; beş perdeden, iki bölümden oluşur ve elli üç başlık altında meydana getirilir. Her başlık kendi içinde bir anlam taşır en sonunda da bir bütünlük meydana getirir. Alman Filozof Goethe’nin 60 yıllık birikiminin sonucu olarak meydana gelen bu eseri, tüm dünyadaki insanların şeytanla muhasebesini ve ilahi aşka kaçınılmaz güzel bir sonla sığınışını irdelememiz açısından değerli bir yapıttır. İnsanın irade sahibi üstün bir varlık olarak yaratıldığına dair önemli bir ispattır Faust ‘un yaşadığı olaylar karşısındaki tutumu. Faust, zıtlıkların savaşından bir hakikat arayışını aktarır. Eserin ana düşüncesi insanın kötü davranışlarının ve günahlarının altında yatan sebepler şeytandan kaynaklanmaktadır. İnsan; düşünen, irade sahibi bir varlık olarak şeytanla başa çıkabilir. Çünkü insan tertemiz bir şekilde dünyaya gelir ve dünyanın değişikliği şeytanın vadettiği nefsani-dünyevi isteği karşısında çıkmaza düşebilir. Fakat insan, er geç gösterdiği güçlü irade sayesinde ilk dünyaya geldiği gibi temiz bir ruha kavuşacaktır. Faust, zıtlıklarla giriştiği savaşta ilahi aşka kavuşmasıyla galip çıkar. “Barika-i Hakikat; Müsademe-i efkârdan doğar”. Yani fikirlerin çatışmasından hakikat güneşi doğar. Goethe, Faust eserinde insanlığı sorgulamaya, düşünmeye davet ederek kötü şartlardan ve nefsani duygulardan nasıl kurtulabileceklerine dair bilgiler vermektedir. İnsan beşer bir varlık olarak hata yapabilir ama bu hata sonsuza kadar süremez. İnsan, duygusal bir varlık olarak bu şekilde yaşayamayacağından çıkış yolları aramalı ve bu çıkış yolu tevekkülden geçmektedir. Goethe, “Karanlık arzularının içinde bunalan iyi bir insan, asla ayrılamaz doğru yoldan” diyerek insana umut verir. İnsan; bocalama, bunalımın sonucunda sorgulamaya ve en sonunda insan-ı kâmil olma eylemine doğru yol alır…
·
23 görüntüleme
Hatice Baran okurunun profil resmi
Bu yazım aylık kültür sanat edebiyat dergisi" A-Kalemler"de 19. sayısında yayımlandı. Faust Alman edebiyatın en önde gelen eserlerindendir. İyi okumalar dilerim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.