Gönderi

66 syf.
·
Not rated
·
Read in 51 days
"Gerçek zamanla yüreğin zamanı nasıl da karışıyor böyle... Usul bir gülümsemeyle yürüyorum. Kırmızı bir bulut yüzün. Bir çınar ağacının gölgesindeyim. Yapraklar değil saçların dökülüyor üstüme. Mavilikte bir görkem. Şarkılar dinliyorum. Parmakların, sesinden önce akıyor içime. 'Uçan kuşlar sarhoş olur' bir kez daha inanıyorum. Saka kuşları bayram yerine çeviriyor alacakaranlığı. Öyle zamanlar bağışladın ki, ölüm de ayrılık da yitirdi hükmünü. Günaydın büyük güzellik. Acı sonsuzluk merhaba..." Ee bir şiir kitabına inceleme yapılacaksa o kitaptan alıntı yapmadan başlamak olmaz tabii :) . Şükrü Erbaş'ın şiirlerini hep kitap dışı edebi mecralardan okudum, tutup bir kitabını okumaya başlamak ve bitirmek ancak nasip oldu. Şükrü Erbaş çoğu şiirinde olduğu gibi bunda da aşk, ayrılık, yalnızlık, hayali sevda temaları üzerinde durmuş, yer yer de politik dokunuşlar yapmış. Genele bakınca Şükrü Erbaş'ın poetikasının aynı çizgide gittiğini görebiliyoruz. "Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek" dizesini yazdığında biricik eşi Hatice Erbaş'ın 3 yıl sonra hayata gözlerini yumacağını ve "Yaşıyoruz Sessizce" 'yi eşi için yazdığı kitaba isim olarak bırakacağını aklından geçirmiş miydi hiç? Muhtemelen hayır. Özgün düşünce yapısı ve bunu şiire aktarmadaki esrarından ötürü Şükrü Erbaş'ın şiirleri gerçekten de anlaşılmak için iyi bir çözümlemeyi gerektiriyor. Kitabı geç bitirmiş olmamın temel nedeni bu. Ve kanaatimce hiçbir şiir kitabı kısa sürede bitirilmemeli, her dizenin ve nihayetinde şiirin bütününün ne anlatmak istediği üzerine kafa yorulmalıdır. Bu, şiirden alınacak edebi zevki artırmakla beraber betimleme kabiliyetini ve hayal gücünü de geliştirir. Şükrü Erbaş'la ilgili bir anım da var anlatmak istiyorum :) Yaz tatilinde İstanbul'a gitmiştim. Abimle Büyükada'yı gezmeye karar vermiştik ve vapura bindik. Vapurun kenarında oluşan köpükleri izliyorken oluşan duygusal ambiyansla şiirler geçti aklımdan. Bir süre sonra vapurda ihtiyar bir adamı bir an Şükrü Erbaş'a benzettim fakat hem vapurda olmanın verdiği neşeyle hem de Şükrü Erbaş'la denk gelmenin düşük ihtimalini düşünerek fazla bakmadan hemen kafamı çevirdim ve unuttum onu. Neyse Büyükada'ya vardık, gezdik vs. eve döndük. Ertesi sabah instagramda gezinirken Şükrü Erbaş şiirleri paylaşan bir sayfada şu duyuruyu gördüm: Şükrü Erbaş'ın Büyükada'da şiir dinletisi, tarih 14 Temmuz. Yani dün. Dün Şükrü Erbaş ordaydı ve ben bisikletle gezerken kaçırdığım fırsatın farkında değildim. O kadar hayıflandım ki. Sayfanın adminine dün orda olduğumu belirttim ve bu duyuruyu geç yaptığı için sitem ettim fakat tahmin etmişsinizdir ki zaman geriye dönmedi. Belki vapurda benzettiğim kişi Şükrü Erbaş'tan bana telepatik bir teselliydi bilemem. Bu da böyle bir anımdı. İyi okumalar :)
Bağbozumu Şarkıları
Bağbozumu ŞarkılarıŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 201210.2k okunma
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.