Gönderi

116 syf.
9/10 puan verdi
Kendime kendimden başka kendim yok.
SAYIN OKUR, LÜTFEN KENDİNE GELİR MİSİN? Bilinçaltım cehennem furyası. Elinde asalarla gezen firari Musalar beynimi ortadan ikiye ayırıyor. Buyrun içeri girin! WHO AM I? Ayna ayna söyle bana var mı kendime kendimden başka kendim. Bak lütfen yüzüme. Göz temasından kaçındığın silüet benim. Beni bana göstermekten kaçındığın için bir yumrukla ikiye ayırmam gerekir seni. Kaçma benden! Tüm intihar ihtimallerinden kaçarak dikildim karşına. Göz kapaklarımın altına biriken torbalardan sorumluyum. Alnımın üstünde biriken çizgi çizgi yazgılardan. Sözümona yaşadığımı zannettiğim bir hayattan sızıp geçtim karşına. Şimdi sokağa inmiş olduğumu gözüme ilişen güneşle anlıyorum. Elimi siper edip kovmaya çalıştığım güneş şimdi tüm bedenimi sarıyor. Azıcık ileride olan durağa ilerliyorum bir otomat gibi. Yılgınlığım paçalarımdan akıyor. Durakta bir yazı var, bütün flular net artık. Bir adam gelip oturuyor ben yazıyı gözlerim aracılığıyla iletirken hafızama. Yazıyı bırakıp adamın nefes alanına giriyorum. Gözlerim bir gözlemevi. Güneşin kıstığı gözlerimi yöneltiyorum adamın varlığına. Yorgunluk bir meslek olsa bu adamın emeğinde yükselir diyorum. Saçları pejmürde, dağınık. Gömleğinin yarısı pantolonun içinde yarısı dışarıda. Elalem ne der'cilerden değil besbelli. Bineceğimiz vasıtanın gelme ihtimali ürkütüyor beni. Dimdik karşıya bakıyor gözleri. Tam karşısına geçtim sırtım dönük. Dikkatini çekmenin en alakasız yöntemine giriştim, biliyorum. Dönüp ansızın bakıyorum suratına. Neyse o olmak istemediğinin imzası atılı sanki şakaklarında. Milyonlarca pişmanlığı bir bakışa toplamanın şaşırtıcı gururu. Sonra bakışları bakışlarıma değiyor. Ne merakım varsa gideren bakışlar. Tek bir sesi çıkarmadan dilinden anlatılan yığınca sözcük. Anlıyorum diyorum içimden, anlıyorum ama insanoğlunun meşhur ''geçecek'' mottosuna değmeden edemiyor dilim. Geçmeyecek diyor gözlerini kırpıştırarak. İtirazımı yükseltemiyorum. O an Ankara'nın güneşinde o durağa vuran ışık huzmesini boğuyor içimizden sızan ayaz. Sessizliğin gürültüsü sağır edici. Uzaktan vasıtayı görüyorum, henüz bir hareket yok. Kalkmadı, öylece oturuyor. Bakışlarımla sesleniyorum yeniden, biraz daha konuşsun gözlerimiz. Aslında ben büyük bir oyuncuyum, koşullarımız, hissettiklerimiz aynı. Sen dışavurma cesaretine sahipsin. Belki de kat ettiğin yolların ürünüdür eriştiğin. Son ana kadar kalkmıyor yerinden ve evet büyük bir kayıtsızlıkla robotu andırıyor kalkışı. Giderken son bir kez bakıyor bana bakışlarından sızıyor o cümle: 'neysen o olma artık' diyor. Çaresizce ben de biniyorum nereye gittiğine bile bakmadığım o vasıtaya. İlerliyor, ilerliyor. İlk kez bana çizilmiş sınırların dışına çıkmışçasına ürküyorum insanların arasında ilerlerken. Sırtını bir kez olsun dönmüyor adam, söylenecek sözüm kalmadı dercesine. Dışarıya çeviriyorum gözlerimi, büyük bir sorgunun içine düşmüşçesine flulaşıyor evren. DÜN ÜZERİNE - SEN! Bebektin, çocuk oldun, çocuktun, genç oldun, şimdi yetişkinliğe evriliyorsun. Dünü yokluyorsun. Tek bir iyi ki yok. Dünün treninde pişmanlık yüklü vagonlar sıralamışsın. Bugünü özlemişsin, gelecek dediğin o sisli umut ormanına bakıyorsun. Adı bugün artık bu ormana benzettiğin kanyonun. Şimdi başka bir yarın düşlüyorsun. Dünden ders çıkardığını varsayarak hem de. Her gün aynı saatte kalkıp, aynı vasıtaya binip, aynı sabırsızlığınla, aynı adımları milyonlarca tekrara düşeceğini bilsen de yapacaksın. Dün ile yarın arasındaki şimdiyi yaşamaktan korkuyorsun. Haklısın da belki. Çünkü ertelemek ferahlatıyor seni. Geçici çözümlerin başkenti. Hele yarın olsun gör bak nasıl olacak diyorsun. Yarın oluyor, hala görebildiğin için tamahkarsın. Belli bir süre tabii. Gece çökünce hoşnutsuzluk da çöküyor. Birtakım rahatsızlıklar baş gösteriyor. Eline bir kitap alıyorsun, felsefeyle alakalı. ''Yarını beklerken bugünü bekletme'' diyor. Bir şimşek çakıyor zihninde. Yarın sabah ilk iş her şeyi düzelteceğim. Başka bir gün olacak yarın. Çok değil 6 saat sonra şafakla birlikte başka bir düşünce dünyasının içine gireceğim. O an bile erteliyorsun yaşamakta olduğun bugünü. Sıkılmadın da değil mi, Kendine ütopik bir dünya yaratmaktan? Sıkılmadın elbette sıkılsan kendine bir intihar sipariş ederdin. Onu bile yarına bırakırdın gerçi. Ertelemekten asla bıkmadığın alarmların basitliğiyle. 5 dakika daha uyumanın o geçici hazzı. Yaşın ilerledikçe bugünlerin itibarın azalıyor. Yarını hayal ederken o kadar uzaklara dalmıyorsun artık. Gökyüzüne daha az bakar oluyorsun. Kuşların cıvıltısına olan alakan şimdi daha az. Ölüme daha yakınsın. Attığın her adımla ona yürüyorsun. Çevrendeki insanlar mı? Onları da artık daha az seviyorsun. Kişiler klişelerini de yüklüyor bavullarına sessizce uzaklaşıyorlar. Ne kadar az çıkar çıkarırsan cebinden o kadar huzurlusun. Kalabalığın içinde ezilmiyor ruhun. Ölmek diyorsun, ölmek istiyorum. Yine gecenin oyunu bu. Gecelerin kara trenine yüklüyorsun ölümü. Düşüncelerin everestine çıkarıyorsun. Ancak aradığın ölümü bedenine değil zihnine buyur etmek istiyorsun. Çünkü seni daima o üzdü bunun farkındasın. Yapılan tercihler, alınan kararlar, dünün başkahramanı, bugünün katili, yarına henüz dokunamamış olsa zihnin seni pejmürde eden. Bir kitapta okuduğunu hatırlıyorsun çok sonra. Oradaki karakterin de zihinsel ölüm için onca diyar gezdiğini hafızan bildiriyor. Koca bir off yükseliyor, soluğu alıyorsun da sanki dışarı bırakmıyorsun. Kendini öldüremeyen yaşayamaz diyor siyahi ama gururlu bir yazar. Hoşgeldin diyorsun. Sonra mı? Sonra uykun geliyor, ne sipariş ettiğin intiharlar geliyor, ne de zihinsel ölüme adadığın onca fikir eylemlerine erişiyor. Uyuyorsun, yeni bir güne aynı saçmalıkları tekrar etmek için. Ne zaman kendine hoş geleceksin? Ne zaman kendini içeri buyur edeceksin? Şu gördüğün ayna senden kaçıyor. Çünkü kendine gelemiyorsun. Öyle uzaklaşmışsın ki kendinden. Kendine değmeden kendine ulaşmak için nice çalılar dolanmışsın. Üzgünüm dostum, böyle de ölüp gideceksin. Umut mu? Unut gitsin. Nereye düştük, nerelere geldik dedirten bir eser. Şöyle sizi savuran, sarsan bir kitap okumayalı uzun zaman mı oldu? Papini'nin aynasına buyurun. Kaçan aynalarına, ''kimsin sen?'' konulu paneline, neyse o olmak istemeyenin çığlığına, çekinmeyin, buyrun. Bu kitapla alakalı zaten harika bir inceleme vardı da yine de yazmış bulunduk: #28114766 youtube.com/watch?v=PaXKf0J...
Kaçan Ayna
Kaçan AynaGiovanni Papini · Dost Kitabevi Yayınları · 20081,428 okunma
··
642 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Eylül Türk okurunun profil resmi
Muazzam bir inceleme olmuş👌Genelde incelemeyi okumayız eseri okumadan, fakât şimdi eseri okuyup incelemeye yazık etmeyeyim diye bile düşündüm :) Yüreğiniz varolsun.
Homeless okurunun profil resmi
Yorumunuz gururumu okşadı ancak yine de kitaba bir şans vermenizi istiyorum Eylül hanım. :) Teşekkür ederim.
Hatice okurunun profil resmi
Kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz.... Bu matematik bizi kandırıyor hocam.. Şarkısını söylerken buldum incelemeyi okurken 😊
Homeless okurunun profil resmi
:) kalır mı? kalmaz bence.
Erkan Ayhan okurunun profil resmi
İncelemenizi okuduktan sonra okuduğum kitaba es verip.Hemen Kaçan Ayna kitabını okumaya başladım. Gizli kalmış hazineye ulasma heyecanıyla. Lakin aynı kaynağa ulaşamadığım için elim boş dönmüş gibiyim. Bu sebepten aynı heyecanı yaşatmak adına ara ara buralardayım. Kaleminize sağlık.
Homeless okurunun profil resmi
Farklı zamanlarda lütfen tekrar deneyiniz :) İnsan, iklimlere benziyor sonuçta.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Metin Kılıç okurunun profil resmi
Artık senden bir eser bekliyoruz 1k ailesi olarak 👏
Homeless okurunun profil resmi
Eser için çok erken kardeşim ama elbet bir gün sayfalara hükmedeceğim :)
Nurcan okurunun profil resmi
Kendime geldim :) emeğine sağlık.
Homeless okurunun profil resmi
Kendinize hoşgeldiniz o zaman :) teşekkür ederim.
Bu yorum görüntülenemiyor
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.