Gönderi

"MAFYA!.."
- "... Özal dönemi geldi, o zamanın da nass’ları, iş beceren tipler… “Ben zenginleri severim”… Kısaca söyleyelim artık bunları; acımasız hür rekabet falan… “Hür rekabet” diyorsun, hayvanlığa gidiyor iş. Bizde “hür rekabet” diye bir şey yoktur. Nasib denilen bir şey var, -bunlar hayatî realitelerdir- komşu denilen bir şey var, arkadaş denilen bir şey var, vesaire… Kimse dünyaya birbirinin gözünü oymak için gelmedi. Fakat şimdi orada meselâ öyle gaddar ki, çıkarı için her şeyi yapabilen Ceyar tipler, sonra mafya… Dünyanın her yerinde, yoksul kesimden çıkar mafya; yoksuldur, çalmaktan çırpmaktan kırmaktan haraçtan başka yolu yoktur adamın, işi yoktur. Şimdi böyle bir şey de müesseseleşir, palazlanır; milletvekillerinden, polislerden bir takım adamları da kendine bağlar falan… Bizde tuhaf bir şey; bir devrin devletinin kullandığı gençler -ülkücüler-, hapishâneye girdiler, çıktılar, yaş şu olmuş, iş yok güç yok. Bu adamları sümük mendili gibi hem içeri attın, hem de dışarıda işsiz kaldı… İşin hoş tarafı, mafya da tepeden başlıyor; etiketli adamlar… Biliyorsunuz, aranızda bilenler vardır; Türkiye’deki kapitalist kesimin nasıl türediği falan… Dünyanın her yerinde kendiliğinden kapitalist kesim türerken, Türkiye’de devlet eliyle o şartlar meydana getirildi. Aynı bunun gibi, bir devirde de empoze edilen, o acımasız, tuttuğunu koparan, güçlü olan yaşar gibi şeylerdi… Ondan sonra, çete özentileri, babalar, mafyalar falandı idealize edilen… Oradan oraya atladı iş… (SALİH MİRZABEYOĞLU, 29 Kasım 2014 ADALET MUTLAK'a Konferansı)
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.