Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"BİRİLERİNİN BİLMESİ GEREKİYOR..."
- ... “Şartların objektif tahlilinden…” Burada “sol”u taşlıyorum gibi gelmesin, ben özellikle başka şeyler de söyleyeceğim. “Şartların objektif tahlilinden sübjektif düşünceye varmak”, yakışıklı bir lâf. Ne tarih var ortada, ne ekonomi var, ne bilmem ne var… Öyle şeyler var ki, -ismini de vereyim meselâ- Mümtaz Soysal hocanın bir kitabı var, orada kitabı birebir şey yaparken, oradaki kilise yerine camiyi koyamamış. Çünkü camiyi koysa, cami olmuyor. Orada kilisenin karşılığı olarak söylenen şeyi bizdeki camiye çeviremiyor, uymuyor. Şundan dolayı diyorum, bir takım şeylerde biz karşı fikirde olsak bile, birbirimizi kırmadan da düzgün konuşma içinde birbirimizi düzeltebiliriz. Şimdi şunu demek istiyorum, daha önce de söyledim gazeteci arkadaşlara; kuvantum dünyası ile bu dünya, şu günlük hayatımız arasında bir uçurum var. Bunun gibi, belki bizim söylediğimiz kuvantum dünyasıyla şu ânda olan şey arasındaki bir uçurum olarak gözükebilir; ama şu var, ne olursa olsun, eşyanın hakikati kuvantumda olduğuna göre, kuvantumu herkes bilmese de, birilerinin bilmesi gerekiyor. Zaten birileri bir şeyleri birilerinden fazla bildiği için (mikrofonları göstererek) şunlar var. Birilerinin bilmesi gerekiyor. Bu çerçevede baktığınız zaman, aslında dövüşebilmenin şartlarına da sahib değiliz. Anlatabiliyor muyum? Hâlbuki dövüşebilmek şöyle olmalı: Herkes belirli bir -karizma diyelim- karizmaya kadar (iki elini yüksekte aynı seviyede tutarak) gelmeli; en sonunda iş, dövüşmeye kalacak. Şimdi öyle değil ki! Dövüşme buralarda (aşağıyı göstererek) oluyor, öbürleri de buna katılarak şey üretiyor… (SALİH MİRZABEYOĞLU, 29 Kasım 2014 ADALET MUTLAK'a Konferansı)
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.