Potansiyel İyilik / Kötülük Spoiler İçerir! ( Yine aynı yerdeyim )Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Bu kitap benim için gerçekten özel bir kitap. Her gün insanın içindeki potansiyel iyi ve kötüyü düşünüyorum. Bunlara neler sebep oluyor, çevresel faktörler mi tetikliyor, diye düşünüyorum. Yani insanlar nasıl iyi ya da kötü oluyor? Bu neye göre değişkenlik gösteriyor? Çok merak ettiğim ve üzerine sürekli olarak düşündüğüm bir durumdur bu. Öncelikle Türk Dil Kurumu’na göre iyinin ve kötünün tanımına bakalım.
İyi: İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı.
Kötü: İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı.
Türk Dil Kurumu’na göre birbirlerinin karşıtlarını ifade ediyorlar. Peki, insanlar doğuştan iyi veya kötü olabiliyor ya da kalabiliyor mu? Doğuştan gelen durumları değişebiliyorsa neye göre değişebilir? Çevresel faktörler burada etkili mi? Etkiliyse ne kadar etkili? Kitapta Doktor Jekyll diye biri var. Bu adam insanların içerisindeki iyiyi, kötüyü yaratılışlarından farklı olarak tetiklemeyi hedefliyor. Kurguya göre bir iksir hazırlıyor. İksiri içtikten sonra fiziksel özellikleri ve düşünceleri değişiyor. Uyandığında Doktor Jekyll, Mr Hyde oluyor. Mr Hyde, Doktor Jekyll’e göre daha genç birine dönüşüyor. Mr Hyde, iksirin etkisiyle kötülüğe sempati duyan bir insan oluyor ve kötülük yapmaya başlıyor. İksirin etkisi geçene kadar Doktor, Mr Hyde olarak kalıyor. Etkisi geçince Mr Hyde uyuya kalıyor ve Doktor Jekyll olarak uyanıyor. Doktor Jekyll, iksirin etkisi geçtikten sonra uyandığı her seferinde bu Mr Hyde’ın yaptığı kötülükleri anımsıyor ama bu kötülükleri kendisinin değil, Mr Hyde’in işlediğini düşünüyor. Doktor iksiri içtikte dönüşüyor, kötülükler yapıyor, suçu kendisinde değil Mr Hyde’de buluyor. Bu zamanla doktorda bir haz duygusuna neden oluyor. Doktorun iksiri içtikten sonra dönüştüğü Mr Hyde’nın yaptığı kötülükler doktora garip bir mutluluk veriyor. Zaman ilerledikçe doktor bu durumdan dolayı kendini kötü hissediyor, ruhu adeta parçalanmaya başlıyor. Hatta durum o kadar vahim bir hal alıyor ki Doktor Jekyll, Mr Hyde için notlar yazmay başlıyor. Mr Hyde uyandığında Doktor’un notlarını okuyor ama dikkate almıyor. Doktor çektiği azaptan dolayı iksiri bırakmayı deniyor. Bir süre buna dayanıyor. Ancak, doktorun içindeki potansiyel kötülüğü doktor öyle bir beslemiş ki adeta uyuşturucu gibi iksiri içmeyi istiyor. Sonra içindeki kötülük yapma isteğine karşı gelemeyen doktor iksiri tekrar içiyor ve dönüşür. En sonunda buna dayamayacağını anlıyor ve intihar ediyor. Şimdi sormak istiyorum. Kötü olan hangisi? Doktor Jekyll mi? Mr Hyde mi? İksir bir sembol olarak görülebilir. Bu başka bir şekilde de açıklanabilirdi. Sonuç itibariyle iksirin doktorun içindeki potansiyel kötülüğü bir şekilde tetiklediğini görüyoruz.
Birkaç örnek daha vermek istiyorum. DC Comics, Amerikan çizgi roman firmalarından biridir. Dc Comics’de Arrow diye bir karakter vardır. Arrow’un çizgi romandaki karakterinin gerçek kimliğinin adı Oliver Queen’dir. Oliver Queen, çok zengin bir ailenin çocuğudur. Bir gün uluslararası sulara babasıyla beraber açılıyor ve babasıyla bindiği tekne batıyor. Tekneden son anda kurtulan aile bir sandal yardımıyla hayatta kalıyor. Sandaldayken Oliver’ın babası ona bir isim listesi veriyor ve listede yer alan insanların Star City’e yani Oliver’ın doğduğu, büyüdüğü şehre zarar verdiğini söylüyor. Sonrasında ise babası, Oliver yaşasın diye elindeki silahla intihar ediyor ve Oliver sandalda tek başına kalıyor. Oliver, sonra bir adaya savruluyor. Adada 5 yıl geçiriyor. Adada yaşayanlar ve gelişen olaylar yüzünden Oliver Queen bir potansiyel katile dönüşüyor. Adada ok atmayı öğreniyor. Eline aldığı yay ile ok atarak yüzlerce insanı öldürüyor. 5 yıl sonra Star City’e döndüğünde babasının listesindeki isimleri teker teker adaleti sağlıyorum diyerek öldürüyor. Bunları gizli kimliği olan Arrow’a dönüşürek yapıyor. Hayatını 2 farklı kimlik ile yaşıyor. Bir yandan zengin Oliver Queen oluyor. Bir yandan adaleti sağlayan, adaleti sağlarken insan öldüren Arrow oluyor. Listede geçen isimler bittiğinde Oliver Queen sonsuz bir karanlığa batıyor. Aslında Oliver Queen adaleti sağlamak istemiyordu, içindeki karanlığı beslemek istiyordu. Liste bir bahaneden farksızdı. Liste Oliver için amacına ulaşmasını sağlayan bir yoldu. Oliver Queen içindeki zaten orada olan potansiyel kötülüğü ortaya çıkarıyor ve onu besliyor Oliver kötü müydü? Kötüyse doğuştan mıydı bu?
İnsanı durduran ya da tetikleyen tam olarak nedir? Başka bir örnek daha vermek istiyorum. İlk insanlardan bu zamana kadar kötü ve iyi kavramları vardır. İlk insanlardan bu zamana kadar iyi ve kötü varsa bir ceza sistemi de vardır. Bu eski çağlarda giyotin ile ceza vererek olmuş, asarak olmuştur. Bunlara yüzlerce örnek verilebilir. İnsanların içindeki potansiyel kötülüğü bastırmak için uygulanan ceza sistemi pratikte işe yarasa da teoride bana hep ilginç gelmiştir. Potansiyel kötülüğü bastırmak için kullanılan ceza sisteminin verecek cezası kötülüğü bastırırken insanın içindeki iyiliğe mi hizmet etmiş oluyor ya da düzeni mi sağlamış oluyor? Beni korkutan ceza ise ve ben kimseye zarar vermiyorsam, toplum tarafından örnek bir vatandaş, iyi bir insan olarak görülüyorken içimdeki potansiyel kötülüğün bilincinde olan ben nasıl iyi biri olabilirim? Ben topluma zarar vermiyorken, düzeni bozmak istemezken beni caydıran ceza sistemi yüzünden böyle davranıyorum. Neden insanlar beni iyi olarak görüyorken, potansiyel iyi veya kötü olarak görmüyor? İyi kimdir? Henüz eline kötülük yapma fırsatı geçmemiş potansiyel kötü müdür? Şartlar değişse bile iyi olarak kalabilecek kişinin sadece iyi olarak anılması gerekmiyor mu?
Başka bir örnek vermek istiyorum. Birçok insan birçok farklı dine inanıyor. Örneğin semavi dinleri ele alalım. Hepsinde bir yaratıcı vardır. Hepsinde dini bir mesaj iletmek için gönderilen peygamber vardır. İlahi mesajı iletmek için gelen peygamberler insanlara, yaratıcının isteğini yerine getiren insanların cennete gideceğini, yaratıcının isteğini yerine getirmezlerse cehenneme gideceğini söyler. 3 semavi dinde de şeytan var. 3 semavi dinde de şeytan kıyamet gününe kadar insanları yoldan çıkarmayı hedefliyor. Şeytan, insanı yoldan çıkarmaya çalışırken, insanda bundan kaçmaya, cennete gitmeye çalışır. Cehennemin sonsuz, korkunç cezalarından bahsedilirken, cennetin sonsuz güzelliklerinden de bahsedilir. Buraya kadar her şey normal. Peki, ben cehennemden korkup, yaratıcının isteğini yerine getirirken nasıl iyi bir insan olabilirim? Ben belli ki cehenneme gitmekten korkuyorum. Beni caydıran o. Ceza sistemleri düzeni sağlamak için mi var? Eğer öyleyse ortalıkta iyiyim diye dolaşan insanlara sormak istiyorum. Kafanızı yastığa koyduğunuzda içinizdeki potansiyel kötüden korkmuyor musunuz? Sizi dizginleyen şey ceza sistemiyse bir gün o sistem bozulursa oluşabilecek kötü sizi korkutmuyor mu? Kurallar olmazsa sizi caydıran sistem olmazsa yine de iyi olabilir misiniz? Eğer sizi caydıran sistem ise siz kötü değil misiniz? İçinizdeki potansiyeli merak etmiyor musunuz?
Potansiyel iyiye, kötüye olan bakış açımı ifade etmeye çalıştım. Umarım faydalı olmuştur. İnsanların içindeki iyiliği, kötülüğü anlamaya çalışmak adına okunacağını düşündüğüm bu kitabı size de tavsiye diyorum. İyi okumalar dilerim.