Gönderi

191 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Bu kitaptan spoiler yesen ne olacak yani :))
Bu kitaba nasıl tahammül ediyorsunuz? Soruyorum çünkü gerçekten merak ediyorum ‘’Bu kitaba nasıl tahammül ediyorsunuz?’’ Ben edemedim. Çok kısa sürede bitirdim ama inanın vaktinizin daha azını harcasanız da biter zira ben uzuuun uzun aralar verdim okurken. Sosyal medyada birkaç yüz alıntısına rastlamış, 1k’da okuyan beğenen incelemesini yapan bir sürü okur görmüş, bir de bütün bunların üzerine kendisiyle edebiyat sohbeti yaptığım birkaç arkadaşımdan methini duymuştum ben bu kitabın. Hepsi de ‘’çok güzel kitap, mutlaka oku’’ dedi. İnternette pdf’sini bulabilmiş olsaydım bu zamana kalmazdı ama hiçbir yerde yok, artık tenezzül mü etmediler yoksa başka bir şeyden dolayı mı orasını bilemeyeceğim. Geçenlerde kütüphanenin karmakarışık rafları arasında gezinirken gördüm, o sırada yanımda bulunan arkadaşım da ben bu kitabı okudum çok beğendim deyince düşünmeden alıp çıktım. Şöyle bir göz gezdirdim kısa kısa bölümler, ‘tam tren yolculuğunda okumalık’ derken tren yolculuğumu kabusa çevireceğini düşünmemiştim tabi. Öncelikle kitap 61 bölümden oluşuyor. Ilımlı İslamcı bir arkadaşın aktardığına göre bu ‘61’ bozulan orucun kefareti olan 61 günü simgeliyor. İlk vetoyu buradan yedi zaten. Yahu kardeşim her şeyde dini sembollere gönderme yapmak zorunda değilsiniz. Oldu olacak 99 sayfa yapsaydın kitabı, hiç olmazsa daha az can sıkıcı olurdu okurken. İkinci vetoyu ise giriş cümlesinden yedi: Sevgili Dost. Bakıldığında hiç de rahatsız edecek gibi durmuyor, üstelik de oldukça samimi bir giriş olmuş diyorsunuz öyle değil mi? Bence de öyle. Fakat bu ‘’sevgili dost’’ üç paragrafta bir tekrarlanınca insanın kitabı kapatıp ‘’yetheeeeeeeeerrrr’’ diye bağırası geliyor. Kitabın türü deneme olarak geçiyor. Deneme, yazarın belki de en özgür olduğu türlerden biridir. Bir olay örgüsüne bağlı kalmak zorunda değilsiniz, bir hikaye anlatmak zorunda değilsiniz, bir kurgunun peşinde değilsiniz, vs. vs... Bütün bu kolaylıklardan dolayı da deneme türü yazar olmak isteyenlerin sarıldığı ilk tür oluyor. Ama deneme dediğin de bu kadar ayağa düşürülmez be kardeşim! İçindeki cümlelerin hiçbir derinliği yok, anlatılan şeylerin hiçbir mantıklı tarafı yok, paragrafların birbiriyle alakası yok, posta kutusundaki mızıkanın hele kitapla hiç mi hiç alakası yok. Kitabın mektuplardan oluştuğunu söyleyenler de var fakat üzülerek söylemek isterim ki bu kitabın içinde yer alanların hitap cümlesiyle başlıyor olması dışında mektupla da bir alakası yok. Yazarlardan düşünürlerden bol bol alıntı var, yer yer İslami göndermeler var, ''bu nerden çıktı şimdi durup dururken'' diye sitem edeceğiniz hikayeler var. Bir de şu an kitabın neresinde geçtiğini tam hatırlayamadığım birkaç cinsiyetçi ifadeye rastladım ki zaten kan beynime sıçradı o kısımlarda. Bu kitap için bu kadar uzun cümleler kurmaya da gerek yok aslına bakarsanız. Kitaptaki özlü sözleri, yazarlardan düşünürlerden yapılmış alıntıları çıkarın, ortada kitap diye bir şey kalmıyor demek yerli yerinde olacaktır.
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202020k okunma
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.