Gönderi

Gölgesinden korkan kitap
- Ben kalkayım artık geç oldu. - Nereye gidiyorsun Saat daha erken. Birer kahve daha içseydik. - Daha sonra içsek olmaz mı? Hem bu sefer sen gelirsin bizde içeriz kahveleri. - Off ya ne yapacaksın sanki eve gidip. - Bekleyenlerim var evde. - Ya sen yalnız yaşamıyor musun? - Evet yaşıyorum ama evde kitaplarım var. Onların benden başka kimseleri yok ki. Aç susuz beklerler şimdi. Pencerelerde açıktı rüzgar çıktı baksana. hem merak etmeye de başlamışlardır. - Kıskanmaya başladım ama haa öyle bir anlatıyorsun ki sanki canlılar da hisleri varmış gibi. - Evet canlılar ve hisleri var zaten. - Sen şakasın. - Yoo inanmazsın belki ama sana başımdan geçen ilginç bir anımı anlatabilirim istersen.Zamanım da kısıtlı ama. - Anlat tabiki çok isterim. Merak ettim bak. - Tamam anlatıyorum. Şimdi içlerinden bir tanesi.. - Dur dur kimin içlerinden bir tanesi - Kitapların işte içlerinden bir tanesi fırtınalı gök gürültülü gecelerde gelir benim yanıma yatardı. Bir gün yine geldi yanıma yattı bende merak ettim henüz okumamıştım da onu. Açıyım bakıyım dedim bunun sıkıntısı ne. Okudum meğerse kitabın konusu bunun bilinç altında negatif bir etki bırakmış.Klinik vaka anlayacağın. Konusu da Fırtınalı zifiri karanlık bir gece bardaktan boşanırcasına bir yağmur gök gürültüleri, böyle baykuş sesleri, kurt ulumaları falan, sende hayal et kafanda canlandır neyse işte orman burası orda bir cinayet işleniyor. Cinayet mahallinde yapılan araştırmalarda tek bir delil var ortada oda bir kitap. Maktulün okuduğu kitap. Neyse işte bizim kide bilinç altında nasıl etkilendiyse artık bu olaydan kendisini sorumlu tutuyor. Maktulün kitabı zannediyor kendini. Cinayeti kendinin işlediğini bir gün gelip onu bulacaklarını falan düşünüyor.Panik atak olmuş, resmen depresyonda. Bende düşündüm dedim kendi kendime benim buna hiç hissettirmeden yardımcı olmam gerek. Tabi bu şekilde korkmasına müsaade edemezdim onun korkusunu yenmesini sağlamam gerekiyordu. Uzun uzun anlattım o kitabın bir nesne olduğundan yazarın aklında ki bir argüman olduğundan kendisiyle uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığından bahsettim cinayetin çözüme kavuştuğunu suçluların yakalandığını kitabın sonunun güzel bittiğini falan anlattım. - Bunları zaten bilmiyormu? - Ya biliyor ama hastalık böyle birşey işte kendisine kabul ettiremiyor. Devam ediyim müsadenle tabi güzel güzel dinledi beni.Üçüncü günün akşamına bayağı bir rahatlamıştı.Onu hissettim. - Hadi geçmiş olsun.Enteresan. - Sağol teşekkürler bakalım geçip geçmediği bu gece belli olacak. Bu gece fırtınalı bir hava varmış internetten baktım . Atlattık mı travmayı çok merak ediyorum o yüzden evde olmam gerek. - Benide meraklandırdın ya. Bana da sonucu bildir haber ver. - Tamam geç olursa arayamam mesaj atarım. Şunu da belirtmek isterim yeri gelmişken onların da sevilmeye, ilgiye, saçlarının okşanmaya ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum ben. Bizi duyduklarını da söyleyebilirim sana. Nasıl evde hayvan dostlarımız var bitki dostlarımız var onlarda aynı öyle birer canlı. Mesela onlara biz kitap diyoruz öyle değil mi? - Evet. Kitap diyoruz veya hikaye roman işte bu tür kelimeler. Neden sordun? - Neden sordum nedeni şu ; hiç düşündünmü onlar bize acaba ne diyorlar. Onlar da bize kitap diyor olabilirler mi? Biz onları okurken onların da bizi okumadığını kim biliyor. Biz bir kitabı bitirip olumlu veya olumsuz eleştirdiğimizde onların da bizi aynı şekilde eleştirip yorumda bulunup bulunmadığını kim biliyor. Hiç birimiz. Bilemeyizde. Ama ben bu ihtimali hep göz önünde bulundururum ve ona göre hareket ederim. Sende dene. - Daha neler duyacağız bakalım 🤔 - Sonra devam edelimmi? 🤗Ben kaçtım. Görüşmek üzere. - Kaç kaç hızlı kaç. Bekleyenlerin varya senin. İyide ya o kitap doğru söylüyorsa ya gerçekten cinayeti o işlediyse. Lannn noluyo bana. Heeeeyyy bekle duuur bekle bende geliyorum... 😃
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.