Gönderi

176 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Tam adı Antoine Marie Jean-Baptiste Roger, comte de Saint Exupéry ve Benim kendisine Saint-Ex diye hitap ettiğim yazarın okuduğum 2.kitabı... Bir önceki yazarın okuduğum kitabın incelmesinde değerli bir arkadaşımız bu inceleme mi diye alay almıştı...kendisine cevaben inceleme detay isteyen zaman isteyen bir uğraştır.benim yaptığım sadece kitap okuyacaklara kitaba dair bir izlenim oluşturmak... Ve bu kitap incelemem sevgili okuyucular... Bazı kitaplar kurgusundan çok içindeki insana dair aforizma ya da özdeyiş dediğimiz cümle ya da cümle grupları için okunmalıdır fikrimce...Saint-Eserleri tamda bu yaklaşıma uyan eserler... Yazarın hem "Gece Uçuşu" adlı eseri hem şimdi okuduğum eseri olan "İnsanların Dünyasında" adlı eseri bu tür aforizmalar için okunası eserlerdir... Efsanavi Küçük Prens kitabı dışında geriye kalan bir çoğu kitabında Uçuş anılarını anlatan yazar bu kurgu içinde bir "gökyüzü ermişi" edası ile öyle sözcükler dökülüyor ve bu sözcükler öyle cümlelere dönüyor ki...ruha dokunan duygular alev alıyor... Bu eserinde Saint-Ex önce bizi göklerde -yıldızlar,ay,güneş- dolaştırıp kendi yaşam sorunlarımızı,istençlerimizi vs. gökyüzü metaforları ile anlamakta... [*Kumlarla yıldızlar arasında, yalnızca soluk alıp vermenin zevki içinde yolunu yitirmiş, ölümlü bir kişiydim.Ama yine de düşler kuruyordum *Fırtınalı bir gökyüzünün kurduğu geniş bir mahkemenin ortasında tek başına kalan bu pilot, uçağını üç ilkel tanrıya, dağa, denize ve fırtınaya karşı korur. *Yıldızlar teker teker sönüyordu; onlar bunu nereden bileceklerdi? *Bulutlardan kurtulunca, karşınıza çıkan o yalın, o sakin, o düz dünya benim için yepyeni bir anlam kazanırdı. Bir tuzak olurdu bu güzellik. *Dünyanın bütün zenginlikleri, yıldız kümesinde kaybolmuş bir toz zerresinde toplanmıştı. Bu zerreyi bulmaya çalışan müneccim Neri de yıldızlara yalvarıyordu hep. *Büyükayı ile Yay Burcu arasında bocalarken, Ay'ın bu aldatmacasını kendimize dert edinmişken, kalkıp da bizi düşlerimizden ayırmanın zamanı mıydı?..] ### Ve sonra bu düşlemi Çöl gerçekliğine indirip aynı şekilde biz insanlara dair aforizma...duygu. ..istenç ... Çöl ile ilişkilendirerek bu düzlemde sunar. [ *Çöl, önceleri insana boş ve sessiz gelse bile, bir günlük sevdalılara kendini bırakmaz. Bizdeki en basit köy bile kendini gizler. Çöl uğruna, dünyadan elimizi eteğimizi çekmezsek, geleneklerini, törelerini, yarışmalarını benimsemezsek, bazılan için neden yurt olduğunu bilemeyiz hiç. *Bize göre çöl mü? İçimizde doğan şeydi. Kendi benliğimiz üstüne öğrendiklerimizdi... *Nöbetçinin çığlığında, çölün bütün sesleri çınlıyor, Çöl, artık boş bir ev değildir *insanların buyruğu altına girmiş çölle girmemiş olan çöl arasında ne maddi fark var sanki! Bütün insanlar içinde geçerli değil mi bu? *Ben de çöl gibiydim; içimde her şey silinmiş.] ## Ve deniz metoforuna geçiş [*Deniz, benim olmayan bir dünyanın parçası *Zaman beni bir ırmak gibi sürüklüyorsa, elimden ne gelirdi ki? *Ey su, senin ne tadın, ne rengin, ne kokun var. Tanımlanamazsın. Tanımadan tadarız seni! Sen, yaşama gerekli şey değil, yaşamsın. İçimize, duyularla anlaşılamayan bir zevk salarsın, içimizde kuruyan kaynaklar, seninle yeniden fışkırır. ] devamı gelecek :)
İnsanların Dünyası
İnsanların DünyasıAntoine de Saint-Exupéry · Zeplin Kitap · 20151,836 okunma
··
107 views
Serdal okurunun profil resmi
Eline emegine saglik üstad👏👍
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.