Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ölüler evinden anılar ve insanın umudu üzerine
Dostoyevski her paragrafta kendine bir kez daha aşık ediyor. aman şurayı kaçırmayayım diye pür dikkat kesiliyor insan. ölüler evinden anılar kitabında şöyle bir bölüm var: ''bir gece mahkumlardan birini kapıya çağırmışlardı. hapse girmeden önce hali vakti yerinde bir sibirya köylüsü olan bu adam, altı ay önce karısının yeniden evlendiği haberini almıştı. dert gam içindeydi. o gece kadın cezaevine gelmiş, görüşme isteyip ona sadaka vermişti. ikisi birkaç dakika göz yaşları içinde konuşmuş, sonra bir daha buluşmamak üzere ayrılmışlardı'' kadın bugün kötüyse, geleceğine dair umut taşıyamaz. erkek ise şimdisi kötü olsa da geleceğe yönelik umutlanabilir o an da. istatistiklere göre 8-10 yıl hapis yatan bir kadının kalbi, 20-25 yıl ceza bir çeken erkekten daha çabuk yorulur. çünkü kadın için bugün geleceğe temel olmalıdır. erkek içinse her geleceğin kendi temeli vardır. kitaptan erkeklerin umudu ile ilgili ilginç bir nokta: ''mahkumlar çok hayalperest insanlardır. yirmi yıl hapsedilmiş adamların bana son derece sakin bir şekilde ''vaktim bitip dışarı çıkınca...'' dediklerini söylesem, inanır mısınız?'' nietzsche çok ama çok haklıydı.
··
6 görüntüleme
HKE okurunun profil resmi
“Vaktim bitip dışarı çıkınca...”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.