Gönderi

ALLAH’IN ÇOKÇA ANILAN ESMA-İ HÜSNÂ’SI [EN GÜZEL İSİMLERİ]
Adl: Çok adaletli, mutlak adil. Afüvv: Affeden, bağışlayan. Ahir: Varlığının sonu olmayan. Alim: Her şeyi çok iyi bilen, hakkıyla bilen. Aliyy: Çok yüce, yüceltici. Allah: O’nun zat ve özel ismidir. Diğer isimler fiilleri, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir. Azim: Çok ulu, sonsuz büyük. Aziz: Üstün, kuvvetli, güçlü, şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan, galip olan. Bâ’is: Öldükten sonra dirilten. Baki: Varlığının sonu olmayan. Bâri: Yaratan, kusursuzca var eden. Basîr: Her şeyi gören, çok iyi gören. Bâsit: Ruhları bedenlere yerleştiren, genişleten, açan ve bolluk veren. Bâtın: Gizli, her şeyde gizli, O’ndan gizli bir şey olmayan. Bedi: Örneksiz yaratan. Berr: Kullarına şefkatli olan, iyilik yapan. Cebbar: Dilediğini zorla yaptıran, ulaşılmaz, azametli, ihtiyaçları gideren, işleri düzelten, derman veren. Celil: Ululuk, azamet ve büyüklük sahibi, emir ve yasak koyma hakkına sahip. Darr: Dilediğine belâ verici, zarar verici, O’nun takdiri olmadan kimseye zarar verilemeyen. Evvel: Varlığının başı olmayan. Fettâh: Hayır kapılarını açan, hüküm veren. Gaffar: Günahları tekrar tekrar, çokça bağışlayan. Gani: Çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan. Ğafur: Kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır. Habir: Her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar. Hadi: İstediğini hidayete erdiren. Hâfid: Aşağıya indiren, alçaltan, değerini azaltan. Hafiz: Gözetici, koruyucu. Hakem: Hükmedici, bilgisi ve adaletiyle nihai hükmü veren. Hakim: Hikmet ve hüküm sahibi, yerli yerine koyan. Hakk: Hak ve hakikatin kendisi, gerçeklerin gerçeği. Hâlik: Yaratıcı. Halim: Yumuşak davranan. Hamid: Hamd edilen, övülen, övgüye lâyık bulunan, öven. Hasib: Hesap görücü, her şeyi saymışçasına bilen, hesaba çeken. Hayy: Her zaman diri. Kabid: Ruhları kabzeden, sıkan, daraltan, rızkı belli ölçülerde veren. Kâdir: İstediğini istediği gibi yapamaya gücü yeten. Kahhâr: İsyankarları kahreden, hiçbir şekilde mağlûp edilemeyen, üstün gelinemeyen. Kavi: Her şeye gücü yeten, kudretli olan. Kayyûm: Her şeyi ayakta tutan, koruyan, diri ve bütün kâinatın idaresini bizzat yürüten, hiçbir şeyin gizli kalmadığı. Kebir: Mutlak büyük. Kerim: Çok cömert, istemeden veren, vesilesiz ihsan eden. Kuddûs: Her türlü kötülük ve eksiklikten uzak, temiz, kutsal, yüce ve saygın olan. Lâtif: Lütfedici, gizliyi bilen. Mâcid: Şanı yüce, ulu ve cömert. Malikü’l-Mülk: Mülkün ebedî sahibi. Mâni: Dilediğini engelleyen. Mecid: Şanı büyük ve yüksek, ikramı çok, yüce. Melik: Her şeyin hâkimi, bütün kâinatın hükümdarı. Metin: Çok sağlam, kuvvetli. Muaahhir: İstediğini sona erteleyici, yüksek mertebelerden indirilen. Muğni: Dilediğini zengin eden. Muhsi: Her şeyin sayısını bilen. Muhyi: Hayat veren, dirilten. Muid: Öldükten sonra tekrar dirilten. Muiz: İzzet veren, yükselten. Mukaddim: İstediğini öne alıcı, dilediğinin mertebesini yükselten. Mukît: Bütün canlıların gıdasını veren. Muksit: Adalet gösterici, adaletin gerçek sahibi, hükmünde adil. Muktedir: Kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden, mutlak güç sahibi. Musavvir: Tasvir eden, her şeye şekil ve suret veren. Mübdiü: Maddesiz ve örneksiz yaratıcı, yoktan yaratıp var eden. Mücîb: Duaları kabul eden. Müheymin: Gözetici ve koruyucu olan, doğrulayıcı ve güvenilir. Mü’min: Güven veren Mümit: Öldüren, ölümü yaratan. Müntekim: İntikam alan (ceza vererek adaleti sağlayan). Müte’ali: Pek yüce, yüceler yücesi, aklın alabileceği her şeyden pek yüce. Mütekebbir: Büyüklük ve ululukta tek olan, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren. Müzill: Alçaltan, zillet veren, hor ve hakir eden. Nafi: İstediğine fayda sağlayan, O’nun takdiri olmadan kimseye yarar verilemeyen. Nur: Âlemleri nurlandıran, aydınlatan. Râfi: Dereceleri yükseltici, rızkı yükseltici. Rahîm: Acıyıcı. Rahman: Yarattığı bütün canlılara nimet veren. Rakîb: Bakıp gözeten ve kendisinden hiçbir şey gizlenemeyen. Rauf: Çok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayan. Reşid: Doğru yolu gösteren. Rezzak: Rızk ihsan edici, tekrar tekrar, bol bol rızk veren. Sabur: Çok sabırlı, sabreden, cezayı erteleyen. Samed: Hiçbir şeye muhtaç olmayan, her şey kendisine muhtaç olan. Selâm: Bütün ayıplardan arınmış. Selâm sahibi‚ yani her çeşit ayıptan selâmette‚ her türlü afetten beri. Semi: İşitici. Şehid: Her şeye şahit olan, O’ndan saklı olmayan. Şekûr: Kullukları kabul edici, az amele çok sevap veren, şükrü kabul edip çok ihsan eden, şükredilen. Tevvab: Tövbeleri çokça kabul eden, çok tövbe fırsatı veren. Vâcid: İstediğini istediği an bulan, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan. Vahid: Tek ve eşsiz. Zatında, isimlerinde, sıfatlarında, işlerinde ve hükümlerinde, asla ortağı veya benzeri, dengi bulunmayan. Vali: Yardım eden, destek veren, veliyy, dost, işleri düzenleyen, yöneten ve idare eden. Vâris: Bütün servetlerin gerçek sahibi. Vâsi: İlmi ve rahmeti geniş ve sınırsız, geniş olan. Vedûd: Seven, bütün mahlûkatın hayrını isteyen, onlara ihsan eden. Vehhab: Karşılıksız veren, sonu gelmeyen bağışların sahibi. Vekil: Her şeye vekil. Veliyy: Yol gösteren, yardım eden, koruyan yakın. Zahir: Görünen, varlığı aşikâr olan. Zü’l-Celali ve’l -İkram: Ululuk ve ikram sahibi. Bu isim ve sıfatlardan tamlama yapmak suretiyle Rabbimizin her bir eylemini mübalâğa kalıplarıyla “en güzel isimler” hâline getirmek de mümkündür. Meselâ; “Rabbü’l-Âlemin [Âlemlerin Rabbi]”, “Maliki Yevmi’d-Dîn [Din Günü’nün Sahibi]”, “Allâmü’l-Guyûp [Gayıpları En İyi Bilen]”, “Settârü’l-Uyûp [Ayıpları Çokça Örten]”, “Gaffârü’z-Zünûp [Günahları Çok Bağışlayan]”, “Razzâku’l-Âlemîn [Âlemleri Çokça Besleyen]”, “Hayru’r-Râzikîn [Rızk Verenlerin En Hayırlısı]” gibi.
··
42 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.