Gönderi

·
Not rated
Derisi Kara, Yüreği Ak: Malcolm X
Kızıl derilileri kovmaktan öte yok eden, Avrupa Halkları, hiç bir zaman tek millet olamayıp, kendileri dışındaki milletleri yok etmeye devam ettiler. Bunun küçük bir örneği Amerika’da ki siyahi insanlardır. Amerika’yı istila eden zihniyet, oranın gerçek yerlisini yok ederek, siyahileri getirerek kendilerine köle olarak devam edeceğini zannettiler. Yanıldılar! Peki neden günümüzde ki siyahilerin “kayıp haklarını” sor muyorlar? Bu soru, cevabı karmaşık olmakla, kapitalist sistemin bir sindirme/pasifleştirme haline getirildi, diye biliriz. Malcolm, 1960’ların Amerika’sında “Beyaz Adam ile Öteki yani Siyahi” çatışması içinde; kendi özünün bir sesi olmayı başarmıştır. Acıdır ki bu ses dört yüz kişilik bir konferansta 21 Şubat 1965’te herkesin gözü önünde kurşun yağmuruna tutularak şehit edildi. 88 sayı olarak şubat 2017’de Ayraç Kitap ve Eleştiri Dergisi, “Malcolm X” özel dosyasını hazırladı ve kitapyurdunda sadece 4992 okurla buluştu. Bu sayısında Kadir Pektezel, Yusuf Yavuzyılmaz, Şahin Torun, Yunus Özdemir ve Rüstem Bal; “Malcolm X Hayatı ve Hakikat Serüveni ile Muhammed Ali ile ilişkisi, Afro-Amerikan Kültürü” hakkında analizler yapıldı. Asım Öz ile Gökhan Özcan felsefe ve psikoloji konularında Adam Sharr, Joe Herbert kitaplarından çıkarımlarda bulunarak, sayıya çeşitlilik kattılar. Diğer önemli bir çalışma ise Ekrem Kuşçu'dan araştırmacı Abdurrahman Arslan’ın “Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm” adlı kitabıyla İslamcılığın Entelektüel Muhasebesi başlığı olmuştur. İz yayınların hikayecilerinden Abdullah Harmancı ile yapılan bir söyleyişi var. Bu başlıklar dışında okunmayı bekleyen on başlık ile Ayraç Dergisi 88ci sayısı okurlarını bekliyor. Son bir şey daha “Derisi Kara, Yüreği Ak: Malcolm X” başlıklı yazımdan son yarısını sunmak istiyorum. Yunus Özdemir - “Derisi Kara, Yüreği Ak: Malcolm X” Şehitler Bahçesinde Derisi Siyah Yüreği Bembeyaz: Malcolm X Amerikalı Müslüman lider Malkom X(Malcolm X), 1925 yılında Baptist bir papanın oğlu olarak dünyaya geldi. O yıllar, ırkçılığın hat safhaya ulaştığı, beyazların siyahları sırf derisinin renginden dolayı katlettiği, karanlık dönemlerdi. Dört amcası gibi babası da beyazlar tarafından öldürülmüştü. Bu ağır travmatik şartlar. Ezilen, aşağılanan, şiddet gören bir zenci olarak beyaz adama karşı kin ve nefret duyguları içinde büyüdü. Tüm zenci çocuklarının ortak yazgısı gibi çocukluk ve gençlik yılları sokaklarda ve eğitimsiz geçti. İlk gençlik yıllarında Karlende kirli işlere bulaştı. Ve hırsızlık sucuyla hapse atılması aslında onun hayatının bir dönüm noktasıydı. İslam’la ilk kez burada tanıştı. Oysa tanıştığı İslam, Kur’an ve sünnet çizgisinde sahih bir İslam anlayışı değildi. Tanıştığı din ırkçı siyahi lider Elijah Muhammed’in Nasyonalist İslam yorumuydu. 1952 yılında hapisten çıkınca kendisini davasına adayan bu genç adam Malkom Lidır olan ismini davasının isimsiz bir hizmetkârı olarak Malkom X şeklinde değiştirdi. Kısa zamanda etkili bir hatip ve bir söz ustası haline gelmiş ve tanınmaya başlanmıştı. “Şeytan” olarak tanımladığı beyaz adama karşı siyah ırkçılığı savunan konuşmaları hitabet sanatının cazibesiyle birleşince kalabalık kitlelerin coşturan, büyüleyen yeni bir liderin doğuşunu müjdeliyordu. Oysa bu karizmatik genç lider İslam’ı hala tanımıyordu. İslam’ı beyazlara düşmanları öğütleyen, siyahların dini zannediyordu. Keza bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmeye Elijah’ın dini çarpıttığını anlamaya ve İslam ülkelerini de temsilcikleriyle irtibata geçerek, gerçek İslam’ı kavramaya başlamıştı. 1963 yılında Elijah’la yollarını tamamen ayırdı. Ve 1964 yılında Haç görevini yerine getirmek üzere Mekke’ye gitti. Kâbe’de renk ve ırk farkı gözetmeksizin, bütün müminlerin hep birlikte huşu içinde Rablerine ibadet etmeleri, birbirleriyle dostça ve kardeşçe ilişkiler içinde olmaları, Malkom’u büyülemişti. Mekke’den eşi Betty’e yazdığı mektupta duygularını şöyle ifade ediyordu: “İnanmayacaksın ama tenleri beyazdan daha beyaz olan insanlarla aynı bardaktan su içtim. Aynı tabaktan yemek yedim. Hepimiz kardeştik. Ben artık ırkçı bir Müslüman değilim. Gerçek Peygamberimiz olan Hz. Muhammed(sav) ırkçılığı yasaklamıştı.” Mekke’de Malik El Şahbaz ismini alan Malkom, Hac’tan döndükten sonra ırkçılığı bıraktığını acık bir bicimde tekrar etti. Konferanslarında ve medya organlarında hem siyahi topluluğa hem de tüm Amerikan toplumuna İslam’ı anlattı. İslam, ilk defa evrensel boyutta ve geniş çapta Amerika’nın gündemine geliyordu. Amerika İslam’ı anlamaya muhtaç, zira Amerikan toplumunda ırkçılığı ortadan kaldıracak tek din İslam’dır, diyordu. Malkom X’in ırkçılığı reddetmesi, İslam Kardeşliğine yönelmesi, İslam Dünyasıyla ilişkiye geçmesi ve Amerika’da yeniden güçlü ve örgütlü bir İslam toplumu oluşturmaya yönelmesi onu hem ırkçı Müslüman topluluğun hem de gizli güçlerin hedefi haline getirmişti. Onun, için zor günler başlıyordu. 13 Şubat 1964 gece yarısı evi bombalandı. Eşini ve çocuklarını zorlukla dışarıya çıkartarak kurtara bildi. Sürekli izlenen ve ölüm tehditleri alan Malkom, öldürüleceğini hissediyor ancak inandığı davasını anlatmaktan verdiği mücadeleden vazgeçmiyordu. Yine böyle bir gündü. 21 Şubat 1965, konferans vermek için kürsüye çıktığı sırada aralarında eşi ve dört çocuğunun da bulunduğu dört yüz kişilik bir topluluğun gözleri önünde kimliği belirsiz kişilerce kurşun yağmuruna tutularak şehit edildi. Malkom X ya da diğer adıyla Malik El Şahbaz, bir İslam şehidi olarak, şehitler bahçesinde ki yerini aldı. Irkçılığı lanetleyen İslam’ın gür sesini Amerika’ya ve bütün dünyaya haykıran, İslam kardeşliği ve İslam davası için mücadele eden ve bu uğurda canını veren, derisi siyah yüreği bembeyaz bu adam tıpkı peygamber dostu Habeşli simsiyah derili Bilal efendimiz gibi çağımızın önde giden Müslüman önderleri arasında ki muhteva yerini aldı. Yunus Özdemir.
Ayraç - Sayı 088
Ayraç - Sayı 088Ayraç Dergisi · Ayraç Dergi · 201719 okunma
··
123 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.