Gönderi

112 syf.
7/10 puan verdi
Katili belli, maktulü belli, cinayet sebebi belli bir cinayet öyküsünü neden okursunuz? Kırmızı Pazartesi buna cevap bulunan bir roman. Elimizde Santiago Nasar adlı genç maktulümüz var; katil olarak da ikiz kardeşler; cinayet sebebi olarak da namus. Roman daha ilk cümlesinden cinayeti olağanmış gibi bir zaman belirteci olarak kullanıyor. Roman da zaten sürekli cinayet zamanının öncesi ve sonrası etrafında dönüyor; her bölümde farklı karakterlere odaklanarak cinayeti tekrar tekrar yaşatıyor. Roman, Santiago Nasar’ın ölümünden ziyade, yaşayanların ölümünü anlatıyor. Garipsiyorsunuz romanı ilk başta; çünkü görünüşe göre herkes Santiago Nasar’ın öldürüleceğini biliyor. Bunun sebebi ikiz kardeşlerin önüne gelen herkese cinayet işleyeceklerini anlatması. Bu iki acayipliğin arkasındaki motivasyonu romanı bitirmeden anlamanız mümkün değil. Romanın ters köşelerinin baştan beliriyor oluşu aslında romanın sürükleyiciliğine bir balta olarak gözükebilir; ama öyle olmuyor. Tam tersine, yazar katil kim gibi cezbedici bir soruya ihtiyaç duymadan bile sürükleyici bir roman yazabileceğini ispatlıyor bu romanda. Zaten yazarın derdi polisiye yazmak da değil pek. Bir toplum analizi buradaki asıl amaç İnsanların fıtraten kötü şeyleri gizlice yapmaya eğilimi vardır; bunu bir tersine çevirdiniz mi toplumun ayarlarıyla oynamış gibi oluyorsunuz: İnsanlar size inanmıyor; inananlar da sarhoş olduğunuzu düşünüp sizi eve gidin diye yolluyor. Herkes cinayetten haberdar diye insanlar maktul adayının da haberdar olduğunu düşünüp maktule haber vermeye bile yeltenmiyorlar. Bu ayarları oynamış toplumu yansıtmada roman çok başarılı. Büyülü gerçekçilik de yok ortada ama o derece şaşırtıcı bir etki yaratıyor bu kayıtsızlık. Bu da aslında olaylara nasıl dar, belli kalıplardan baktığımızın bir ispatı olarak karşımıza çıkıyor. Yani, sonuçta, cinayet işleyeceksen önüne gelene söylemezsin; ha, söylersen de zaten o cinayet engellenir normalde. Ama burada maalesef böyle olmuyor. İnsanın topluma aidiyetinin de etkisiyle etkenden ziyade edilgen oluşunun bir ispatı cinayete giden bu yol. Hikayenin Santiago Nasar’ın bir arkadaşı gözünden sanki hakkında bir gazete köşesi hazırlanacakmışçasına herkesle cinayet hakkında konuşarak anlatılması sadece ilginç bir anlatı seçimi değil; aynı zamanda romana katili belli cinayet öyküsünün boşluğunu dolduran bir enerji katıyor. Bu anlatı şekli aynı zamanda yazarın bize vermek istediği kayıtsız toplum resmini ve bu toplumu oluşturan farklı etkinlikteki bireylerin olaylara yaklaşımını güzelce yansıtıyor. Kiminin hikayesi cinayeti duymuş olmakla biterken, kiminin hikayesi Santiago Nasar’a haberi iletmeye çalışmak kadar öteye gidiyor; bu da bir mahalle görüntüsü çizilmesine katkıda bulunuyor. Yazarın küçük bir romanı olmasına rağmen tüm bu küçük detaylar ve ironik derecedeki kayıtsızlık; Kırmızı Pazartesi’yi boyundan büyük kılan bir roman. Toplumdaki yerinizi size düşündürecek acayip bir cinayet öyküsü.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178.3k okunma
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.