Gönderi

2142 syf.
10/10 puan verdi
Keşke 10.000 Sayfa Olsaydı
"Hangi günü görmedik ki akşam olmamış" -Yaşar Kemal- Hangi kitabı görmedik ki nihayete varmamış -Mustafa Diyar- Herkese selam ederim Breler(Kitabın tarzına uygun bir selam olsun istedim). Kitabın baskısı günümüzde dört cilt olarak neşredilmiş. Okuduğum baskı tek ciltten müteşekkil 2142 sayfa. Ama hiç bitmesin istedim. Ben, bunca yıl yaşadım ve bu kitapla ve hatta Yaşar Kemal ile nasıl tanışmadım diye çok hayıflandım. Neyse ki tanışmam da 'İnce Memed'le oldu. Artık başka kitaplarına o kadar açım ki sıraya rafımda duran bir başka kitabını da koydum. Zaman kaybetmeden İnce Memed'e başlayın. Eminim ki siz de okuyup bitirdikten sonra benim gibi hayıflanacaksınız. Çünkü kitap bir kültür abidesi. Kitap bittikten sonra bile aynı kitabı elinize aldığınızda bakış açınız değişecektir. Kitabı okurken sürekli aklıma bir soru takıldı; acaba neden filmi yapılmamış bu kadar güzel yazılan kitabın... araştırdım ve sürekli engellerle karşılaştığını gördüm. Hep sansüre yakalanmış. Yabancı yapımcılar dahi gelip Türkiye'de kitabın anlatıldığı yörelerde filmi çekmek istemiş fakat yine sansür yine sansür... Kitap öyle bir kitap ki âdeta Anadolu insanının destanı. Daha basıldığı ilk yılda satış rekorları kıran; o yıllarda en çok okunan kitaptı İnce Memed. Yaşar Kemal bu kitabın ilk satırlarını 1947'de kağıda dökmeye başlamış. 34 yılda toplam sürüyor yazması. Bu kitapla beraber başka kitaplarda yazıyor tabi. Kafasında biriktirdiklerini ancak kağıda kaleme dökebiliyor. Yaşar Kemal'e göre bestseller veya klasiklerin oluşumu yazarın o karakterlerin derinine inip onlar gibi olabilmesiyle oluşur. Onların hissettikleri gibi. Ben açıkçası İnce Memed'i okurken gördüm az çok bunu. Hep bir kavga, hep bir süreç ve bu sürecin sürüncemesi... sizce de günümüzde öyle değil mi... kitabın yazım aşamasına dönecek olursak; kitabı yazdığında Yaşar Kemal sobalı bir evde kirada oturuyormuş. Bir gazetede çalışıp 1953'ün kırıcı soğuğuna karşı kömür parası bulmak için çaba gösteriyor ve gazeteden aldığı parayla aylık bütçesini ayarlamaya çalışıyormuş. Neyse ki oturdukları evin alt katı soba yakıyor ve sobanın gideri evin bir köşesinden geçtiği için sırtını borunun geçtiği duvara yaslayıp İnce Memed'i yazıyormuş. İnce Memed'i yazarken çift montla giyiniyor. Anlatıldığına göre 1953 yılının kıran soğuğunda Marmara donmuş, millet bir boğazdan başka bir boğaza su üstünden yürüyerek geçebiliyormuş. Geçim meselesi zordu. Düşünülmesi gereken şeyler vardı. Bu soğuklara karşı ne yapmalı... 1954 yılında tamamlayıp çalıştığı gazeteye iki cildinin yayın haklarını satmaya karar verdi. Bu satışı yaparken gazete sahibi okuyup çok beğendiğini ifade etti. Ve aldığı avansla Kurtuluş'a taşındı. Çeşitli yayınevleri değiştirdi zamanla. Zaten İnce Memed kalitesi ortada onu okuyan vazgeçemiyor ve hiç bitmeyecek şekilde destansı bir haz alıyor. Ben bitmesini istemedim. Keşke on bin sayfa olsaydı. Ama dönüp baktım ki yaşadıklarıma ve zamanın bitmediğini gördüm. Yaşadığımız şeyler de bitmiyordu. Nereye kadar sürecek bu kavga... Kavga hiç bitmeyecek. Grigory Petrov'un Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabında şöyle bir tartışma var: "Devlet hayatlarının ve bütün insanlığın en önemli olaylarını kim harekete geçirir? Kim bunlara bir yön verir? Kahramanlar mı, halk mı?" Kısaca bu sorunun yanıtını anlatmak gerekirse şöyle; Thomas Carlyle kahramanlar demiş, Lev Tolstoy ise halk demiştir. Carlyle göre eğer bir heykeltraş gelip sanatını icra etmezse halk cansız bir kilden ibarettir. Lev Tolstoy da halkı yıldırım yaratan bulutlara benzetmiştir. Eğer o bulutun içinde elektrik yükü yoksa yıldırım oluşmaz, diyerekten dikkatleri halkın üzerine çekerek halka daha çok misyon yüklemiştir. Kitabı yazarı Petrov ise yön veren hem halktır hem de kahramandır demiş(Ben de buna katılıyorum). Halkı güneşe kahramanı da mercek camına benzetmiştir. Güneş istediği kadar bir nesneye vursun ışığını o nesneyi tek başına yakamaz. Mercek de bir nesnenin üzerinde olsun güneş ışığı olmadan o da yakamaz. Ama ikisi bir araya gelince yakar nesneyi. Güneşin mercek ışığına vurduğunu düşünün ve mercek güneşin ışığını teksif edip nesneye değerse işte o zaman o nesneyi yakar. Bir birliktelik vardır bu işte. Meseleyi biz de düşünelim. İnce Memed başka yerden mi gelmiş yoksa onu halk mı doğurmuş? Onu harekete geçiren nedir? Yoksa halk mı onu harekete geçirmiş... Petrov'un dediği gibi olmuyor kitapta. Sürekli harekete geçiren kendisidir halkı. Çünkü onun duruşu Çukurova halkına umud veriyor. Halkı harekete geçiriyor. Ağaların baskı ve zulümlerine karşı dik tutuyor. Âdeta güneşi yakan kendisi. Kitabı yazdıktan sonra halkın arasında dolaşıyor Yaşar Kemal. İnce Memed'i tanıyıp tanımadıklarını soruyor halka. Tabi Çukurova'da kimse onu tanımadığı için rahat konuşuyorlar. Bazıları tanıdığını ifade ediyor. Bazıları silah arkadaşı olduğunu söylüyor. Beraber çatıştıklarını dahi söylüyorlar. Hatta bazı insanlarında Yaşar Kemal'e, neden bizim adımızı da kitapta geçirmedi, diye küfrediyorlar. Hesapta İnce Memed'in arkadaşları ya hani... Halk, içten içe İnce Memed'i benimsemiş, onu kendi aralarında bir insan bellemiştir. Halkın öyle bir kahramana ihtiyacı vardı. Öyle bir kahramana ihtiyacı vardı. Köylerde sürekli baskı zulüm, halkı azınlıkta olan ağalar yönetiyordu. Bir kuru ekmeğe muhtaç ediyordu. Topraklarını zorla ellerinden alıyordu. Bunu yaparken de askerini, savcısını, kaymakamını, belediye başkanını ve hatta o dönemde mebusunu, tapu memurunu... aklınıza gelebilecek her kadrodan devlet yetkililerini devreye koyup yapıyorlardı. Artık Tolstoy'un dediği gibi; bulut'un şimşeği içinde hazır ha çakacak ha çakacak.... Çukurova bulutundan da İnce Memed gibi bir kahraman peyda olup ağasına, çavuşuna, on başısına, subayına, yüzbaşısına, binbaşısına, tapu müdürüne, savcısına, hakimine, kaymakamına, belediye başkanına, mebusuna... zulmün her türlüsüne çakmıştır. İnce Memed şimşeğinin özelliği zulmün üstüne çakmasıdır. Zulüm onun gözünde bir paratonerdir. Zulüm varsa İnce Memed vardır. Ve de var olmaya devam edecektir. Anadolu'nun türkleşmesi ile birlikte islamlaşması da tasavvufî unsurlarla olmuştur. Anadolu'daki dinî zihniyetin oluşumunun temellerinde bazı kültler vardır. Bunlar; atalar kültü, türbe kültü, at kültü, su kültü, taş kültü, ağaç kültü... daha birçok sayamadığımız kült ile Anadolu insanının zihninde yaşamıştır. Yaşar Kemal bunları da kalemiyle ustaca işlemiştir. Baba İshak Baba İlyas(Babailer İsyanı) Köroğlu ve daha birçok isyandan da bahsetmiştir. Ama kendisinin ifade ettiği gibi bu kitabı yazarken annesinin anlattıkları(ailelerinde eşkıyalık yapan dedesi amcası gibi) ve Kurmay Azmi Bey'in otuz beş eşkıyaya af sözü vererek dağdan çekilmesi olayı etkilemiştir(Azmi Bey onları affetmeden halkın gözü önünde kurşuna dizmiştir). Kitabın muhtevasında yer yer alevilik etkisini de görmek mümkündür. Cengnameler denince akla Hz. Ali ve Düldül atı gelir. Yer yer İnce Memed ile yağız atını karşılaştırarak halkın diliyle mücadelecî bir formda tazime de gitmiştir. İnce Memed'i okurken dağları, taşları, çiçekleri, ağaçları, denizi, ovayı... daha birçok doğa unsurunu tek tek gözler önüne getiriyor yazar. Adeta oraları gezmeye gerek kalmıyor. Atın üzengisine basıp yelerini tutuyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ki Yüreğir'desiniz bir bakıyorsunuz ki, Seyhan'da... Adana ve çevresinden bahsetmişken Sarı-Sıcak hallerinden de bahsetmeden geçmek olmaz. Yüreğir'de, Çukurova Üniversitesi yakınlarında Adana Şehir Hastanesi yapılırken yılın en sıcak aylarında temmuz ortası ve ağustos aylarında o hastanede çalıştım. Bizim iş peyzaj işiydi. Yani toprak tesviyesi yapmak, bitki ekmek, ağaç dikmek gibi. Yani sürekli güneşin altında çalışıyorduk. O kadar yandım ki yüzüm simsiyah oldu sakallarım sarardı. Orada oturanlar doğru dürüst dışarı çıkmazken biz güneşin altında çalışırdık. Sıcaklar insan psikolojisini de etkiler. Sinirlendirir... harlandırır. Çukurova insanları da böyledir: sinirlidir. İşte Yaşar Kemal de bu sıcaklardan bahsederken eski insanların çeltik ekiminden sonraki merhalede oluşan bataklık oluşumuyla insanların sıtma hastalığına yakalanmasını da işlemiştir. Sıcak üzerine bir de sıtma hiç çekilecek gibi değil. Halk sürekli ağaların kapısında hakkını aramakta ve dönüt almadan gitmektedir. İşte burada bir zulüm olduğu aşikar. Zulüm varsa İnce Memed de vardır. İnce Memed'ler var olsun hiç tükenmesin. Denilecek çok şey varda sözü bitirmek istiyorum. Kitabı ben çok beğendim. Elimden geldiği kadar kitabın içeriğinden bahsetmeden tabiri caizse etrafından dolanarak anlatmaya çalıştım. Ben şuana kadar geçen zamanda okumadığıma çok pişmanım. Siz de pişman olmadan okuyun. Günümüzle karşılaştırın. Eskiden ağa vardı şimdi milletvekili, bakan. Herkes adambendecilik yapıyor. Herkes kendi babasının malıymış gibi devleti kullanıyor. Bunu en güzel anlatan kitaplardan biridir İnce Memed. Anadolu insanının o saf yüreği ve biraz da geçmişteki insanların sadakatini, dostluğunu ve misafirperverliğini öğrenmek, okumak ve hatta hissetmek istiyorsanız okuyun. Bu insanlar da anlatılır da biz de kabataslak bir inceleme yazmaya çalıştık. İncemelenin uzun olduğunu kimse demesin. Kitap zaten 2142 sayfa. Az bile anlattığımı düşünüyorum. Herkese selam ederim. İnce Memed'ler hiç bitmesin temennisiyle.
İnce Memed
İnce MemedYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20181,553 okunma
··
509 views
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Okuyacak arkadaşların dikkatine! Tek cilt okudum ben. Yazıları küçüktü. Dört ayrı cilt olarak okumanızı tavsiye ederim.👍🏿
Ülkü Acar Ciner okurunun profil resmi
Ne zamandır aklımda ama hep erteliyor, senin gibi bir tetikleyici arıyordum. 😘 Emeğine, gözlerine, zihnine sağlık abla kuzusu. 💙📘⭐
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Teveccühünüz ablam. Hürmet ederim. Beğenmeniz beni sevindirdi. Haydin vakit kaybetmeyin.😊😊
GONCA okurunun profil resmi
Uzun ve güzel bir inceleme ancak okunmaya değer. Emeğinize ve sabrınıza sağlık.. Bu arada 4. Paragrafin 8. Satirında geçen "ony" onu olacaktı sanırım (:
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Çok sağolun hocam. Dediğim gibi uzun olduğunu düşünmüyorum. 4 cildi açıklamaya çalıştım. Bu arada kitabın yazımında sadece orda hata varsa bu iyi bir şey. Hiç düzeltmedim. Başka varsa lütfen bildirin. 😊🌾🌾
3 next answer
Mir'at-ı Cünun okurunun profil resmi
Kalemine sağlık dostum guzel bir inceleme olmuş. 😊
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Adana'lılar damlamaya başladı.😂 çok sağol bre. Okuyan gözlerine sağlık. 🌾🌾
12 next answer
Liliyar okurunun profil resmi
Tereddütsüz on numara. :)) Çukurova 'da bulunmuş biri olarak çok daha derinden hissettiğine eminim. Ki Çukurova insanını tanımak bence Yaşar Kemal 'i daha iyi anlamaktır. Kalemine sağlık. :)
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Sen de oradasın, biliyorsun. Oradaki yerel halk helâl lokma peşindeler. Hep bozanlar başkaları. Günümüze değin hâlâ da öyle. Yaşar Kemal bu kavganın kalemşörü. İyi bir kitaptan tanımaya başladım onu. Bu yüzden çok güzel bir başlangıç oldu.😊
L Büşra A. okurunun profil resmi
İncelemen uzun gelmedi, gayet güzel olmuş, bize de fikir verdi neden okumamız gerektiği konusunda,Yaşar Kemal'in kalemini seviyorum, günümüz benzer olaylarıda içinde barındırıyor birkaç eserini okumuştum. Bu kitabını okumadığım için pek kelam edemiyorum şuanlık,İnce Memed'i merak ediyorum en kısa zamanda bende okumayı düşünüyorum, emeğine sağlık Mustafa. :)
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Kendisi her ne kadar beğenmese de en beğenilen eseridir.😊
5 next answer
E F T E L Y A ... okurunun profil resmi
Ayrı ayrı okuyanlardanım (yoksa göz bozukluğum haylice ilerleyecekti 😊) buram buram Toroslar kokar Yaşar Kemal... Toprak kokusu, dağlarda açan türlü türlü çiçeklerin kokusu... Böyle kitapları filmleştirmek zulüm olurdu... İyi ki kitap olarak kalmış iyi ki biz Yaşar Kemal'i okuyabilmişiz... İnceleme için teşekkürlerimle ☺️
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Filmin yapılması anadolunun tanıtılması adına istemiştim. Hem 1954'te yazıldı. O dönemleri geçtim. Gelelim 1980'e... o dönemlerde bir film yapılsaydı sizce de iyi olmaz mıydı? O dönemlerde rahat dönemler değildi sonuç itibariyle... Vakit ayırıp okuduğunuz için ben de teşekkür ederim. 😊🌾
2 next answer
Tayfun okurunun profil resmi
Şöyle bir incelemem olmadı ki sabah akşam öğle ikindi ve yatsı tekrar paylaş yapayım ;)
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Sen sürü(birçok inceleme) hali paylaşıyorsun; sabah öğle ikindi yatsı kuşluk vakti, teeccüt vakti
12 next answer
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Ne zulüm ne de İnce Memedler biter bu ülkede... Kalemine yüreğine sağlık Mustafa Bey...
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Çok sağolun vakit ayırıp okuduğunuz için. Hâlâ da devam ediyor. Allah Memed'lere zeval vermesin.🌾
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.