Gönderi

Modern mekânın dönüşümüne ve zamanla ilişkisine dair çalışmalar yapan bir diğer düşünür David Harvey’dir. Harvey (2003) Sosyal Adalet ve Şehir adlı eserinde temel görüşlerine yer vermiştir. Modern mekânın üzerinde şekillenen kapitalist üretim ve tüketim süreçlerinin sosyal adaletsizliklerin kaynağı olduğunu ifade eden Harvey’e göre mekân âdeta zaman içinde tahrip olmakta ve zaman, bildik anlamını yitirerek anlık bir süreye hapsolmaktadır. Ona göre ulaşım ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler âdeta mekânı boyunduruk altına almıştır. Bu gelişmeler farklı uzak mekânlara erişimin ivmesini arttırmıştır. Hız ise beraberinde yaşam tarzlarında ve başkalarıyla kurulan ilişkilerde büyük bir belirsizliğe ve güven krizine sebep olmaktadır (Aytaç, 2007b, s. 889). Harvey, yaşanan bu yoğunlaşmayı, zaman-mekân sıkışması (space time compresion) olarak tanımlamaktadır. Harvey zaman-mekân sıkışmasının gündelik hayatta görünürlüğü olan beş sonucunun olduğuna dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki, gelip geçiciliktı’r. Gelip geçicilik, her şeyin çabucak tüketilerek anında moda olup kısa bir süre sonra demode durumuna düşmesidir. İkincisi, anındalıktır. Anındalık sadece maddi unsurların hemen tüketilmesini değil değerlerin, sosyal ilişkilerin, yaşam tarzlarının vb. anında gözden çıkarılmasıdır. Yani kullan-at toplumuna dönüşmeyi ifade etmektedir. Üçüncüsü, kısa vadelilik ve geçiciliktir. Her şeyin günden güne farklı bir şekilde değerlendirildiği ve karakteristik bir özelliğinin bulunmayışıdır. Dördüncüsü, gösterge ve imajların üretimidir. Gündelik hayatın artık gösterge ve imajlar üzerinden işlemesi ve belirleyicisinin imajlar olduğu düşüncesidir. Harvey’e göre zaman-mekân sıkışmasının beşinci sonucu, bu gösterge ve imajların gerçeklik düzeyinde algılanmasıdır. Yani simülasyonların orijinalinden daha gerçek olduğunun kabullenilmesidir (Harvey, 2012, ss. 319-325). Harvey’in zaman-mekân sıkışmasının sonuçları olarak ortaya koyduğu beş unsuru, turistik hediyelik eşyalar çok güzel bir şekilde örneklendirmektedir. Turistik hediyelerin gelip geçiciliği, kısa ömürlü oluşu, amnda tüketilmesi, imajlar ve simülasyonlar düzeyinde gerçeklerini temsil etmesi ve nihayetinde gerçek mekânın temsili olarak orijinalinden daha gerçek düzeyde algılanması, yaşanan zaman-mekân sıkışmasını gözler önüne sermektedir.
Sayfa 128Kitabı okudu
··
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.