Konuyu Nazım Hikmet'ten iki dizelik bir alıntıyla bitirmiş gerçekten..
"Telgrafın tellerinde serçeler
Telgraftan habersiz biçareler"
Kitabın sonuna kadar her şey çok güzeldi aslında, sadece İstanbul'u da değil Türkleri bir Fransız'ın sözleriyle incelemek de keyifliydi.
Gerçi mektupları karısına değil de patronuna yazıyor gibi ciddiyetle büyük bir araştırmayla yazması da ne kadar inandırıcı bilemiyorum.
Sonu yoktu,kitap bitiyor gibi bitmedi herhangi bir mektubu bitirir gibi bitti sonuçlanmaması çok saçma geldi bana.