Gönderi

348 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Santur, raks, şarap ve özgürlük: Zorba
Daha önce hiçbir kitaba inceleme yazmadım, her seferinde üşendim, ancak Zorba; fazla su emmiş bir sünger misali zihnimi o kadar doldurdu ki bir şeyler damlatmadan rahatlayamayacağım. Öncelikle şunu belirtmek gerek -ki bu benim şahsi kanaatimdir-: Zorba, bir kurgu romanı değil bir diyalog romanı. Çok iddialı, güçlü bir kurguya sahip olduğu söylenemez belki, zaten yazarın da böyle bir iddia taşıdığını düşünmüyorum. Fakat o kadar vurucu ve zihin açan diyalogları var ki kendini okutturuyor. Kitap; yazıldığı günden beri o kadar sevildi ki, yazarını Yunanistan’ın 20. yüzyıldaki en büyük yazarı yaptı, birçok dile çevrildi, beyazperdeye aktarıldı. İnsanlar; bizim daha çok Çağrı filmindeki Hz. Hamza rolüyle tanıdığımız Anthony Quinn’in oyunculuğuyla da Zorba ile görsel bir somutluk içerisinde tanışma imkanı buldu. Buraya da filmin en meşhur sahnesinden bir kesit bırakarak amme hizmetinde bulunmuş olayım :) youtube.com/watch?v=4UV6HVM... Hikaye, Girit Adası’nda geçiyor ama tüm Balkanların, Rumeli’nin, Trakya’nın ve Anadolu’nun esintilerini de taşıyor. Yazarın leziz tasvirleriyle Girit’in şirin bir köyünde gezintiye çıkmış, ciğerlerinize tertemiz bir deniz havası çekmişsiniz gibi hissettirir. Giritli aydın ve genç bir adamın ağzından dinleriz hikayeyi. Bizi Zorba’yla o tanıştırır. Bir linyit yatağını işletmek üzere kiralar. Yola çıkar ve yolda Aleksi Zorba adında, iriyarı, altmış beşlik bir ihtiyar ile tanışır. Zorba, “beni de yanında götür senin için çalışayım” der ve bu ilginç adama kanı çok ısınmış olan anlatıcımız, Zorba ile beraber Girit’in küçük bir köyüne yerleşir. Bu süre zarfında birbirlerini tanımaya başlarlar. Zorba, özgür biri. Hayatı yaşamaktan ve nihayetindeki ölümden korkmuyor. Yarım olan her şeyden nefret ediyor ve günahı dahi sonuna kadar işlemeyi savunuyor. Zorba dünya nimetlerinden en iyi şekilde yararlanmayı bilmenin yanında kendini bunlardan özgür kılabilmenin yolunu da bulmuş biri. Canının şiddetle çektiği bir şeyi midesi bulanana, tiksinene kadar tüketip en sonunda onu kusarak ondan kurtulabilecek kadar akıllı bir savunma mekanizması geliştirmiş. Zorba, altmış beş yıllık ömrünü memleket memleket gezerek, buralarda çalışarak geçirmiş biri. Büyük savaşlar, kanlı isyanlar görmüş; köyler basıp eşkıyalık yapmış, kadınlara tutkusuyla çapkın bir ömür sürmüş. Bunun etkisiyle de hayatı teorik okumamış, pratikten dersler çıkarmış bir bilge. Kitap boyunca hayattaki problemlerimize dair verdiği küçücük bir örnekle, bir anısıyla, iki kelimelik bir cümlesiyle öyle pratik çözümlemeler yapar ki çağdaşı birçok filozofa, okumuş entelektüele taş çıkartır. Zorba’nın bir santuru vardır ve onu sadece santuru istediği zaman çalar. Raks etmeyi çok sever, zira kelimelerinin tükendiği yerde raks imdadına yetişir ve horaya, zeybeğe durur. Zorba için Tanrı’nın, dinin, vatanın bir ehemmiyeti yoktur. O çağının çok ilerisinde düşünür. Zorba dinlerüstüdür, milletlerüstüdür. Atina’nın işgaliyle İstanbul’un işgali aynı hüznü uyandırır onun yüreğinde. İnsanları Yunan, Bulgar, Makedon, Türk oldukları için değil insan oldukları ve hepsine de acıdığı için sever. Zorba, kimseden lafını esirgemekten çekinmez. Yeri geldiğinde patronuna “özgür değilsin, senin bağlı bulunduğun ip öbür insanlarınkinden daha uzun hepsi bu kadar” diyebilecek kadar açık sözlü ve mert biri. Altmış beş yaşında olmasına rağmen bakışları ve merakı hala büyük bir oburluk taşıyor dünya üzerine. Her şeyi ilk defa görüyormuşçasına bir iştah ve hayranlıkla keşfetmeye çalışıyor. Aleksi Zorba’yı, yazdıkça yazasım tanıttıkça tanıtasım geliyor ama bu kadarı şimdilik kafi sanırım. Hepimiz Kazancakis gibi bize yaşamı ve ölümü hakkıyla öğretecek bir Zorba ile karşılaşacak kadar şanslı değiliz. Neyse ki Kazancakis Zorba’yı yazarak onu zihinlerde ölümsüzleştirdi de biz fakirler bu pırıl pırıl zekadan ve salt tecrübesinin özütünden istifade imkanı bulduk.
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016,3bin okunma
··
33 görüntüleme
Esra okurunun profil resmi
İrem ne kadar harika inceleme yazıyormuşsun senn hep yaz lütfen 👏👏👏 Bu kitapla ilgili yazılan en iyi incelemelerden biri bence
irem tunç okurunun profil resmi
ciğerim mahcup ediyorsun beni , bu işte çok çok acemiyin buna rağmen bu kadar beğenmen duygulandırdı beni :'))
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.