Dünyayı yöneten üç büyük güç; PARA AŞK GÜZELLİK Bu üç kavram uğruna ne savaşlar, ne yıkımlar kaydetti Tarih ,hâla da sessizce , çok boyutlu ve türlü araçlarla kaydetmeye devam ediyor. Yeşil Peri Gecesi kitabını okuma sürecinde , kalbimin aldığı hali ,bal peteğine benzetebilirim.Böyle göz göz oldu, kabardı da kabardı, yoğunlaştı da yoğunlaştı ,bir şey birikti su gibi akıp gidip kendine yol bulamayan bir kıvamda kalakaldım şimdi.. İnsanın sinirlerini , tahammülünü yer yer şiddeti artan bir dozla sınayan bir kitap.. Ayfer Tunç ,ne denilebilir ki ,Sen fani olamazsın, Sen magnificent Ayfersin!!O nasıl sanki içimizden hayalet Casper gibi geçip gidiyormuş gibi ruhumuzu okumalar..Çok başarılı bir ruh okuyucususun..Enfess.. Yeşil Peri Gecesi romanı ,aile olmayı becerememiş ebeveynlerin mahvettiği genç ve güzel bir kızın ,inişli çıkışlı duygusal dünyasında ,sizinde okurken sürüklendiğiniz , yer yer yüreğiniz daralarak okuduğunuz ve dibine kadar mutsuzluğu anlatan bir kitap gibi görünse de ,biraz daha derinlemesine zihinsel düşüncelere daldığınızda içinde yaşadığımız toplumun kokuşmuşluğunu, ikiyüzlülüğünü,varoluşumuza anlam bulma çabalarımızı, kısa vadede ulaşılmak istenen hedeflere kitlelerin büyük bir kısmının yoğunlaşırken erdem ve değerler adına ne kadar insanı yücelten, saygınlığını perçinleyen güzellikler varsa pespaye edildiğini, Yeşil Peri Gecesi kitabındaki Güzel Kadın gibi bir çok deli görünümünde akıllı insanın nefes alabilmek için yeraltına inmek zorunda kalmalarını ve bu dünyaya tutunamadıklarını okuyorsunuz, görüyorsunuz kitapda... İçinde yaşadığımız toplum,hiç olmamış gibi yapabilme becerisinde muazzam başarılı bir toplum olduğu için daima daima nisyandayız, toplum olarak böyle bir kısırdöngü içine girmişiz.. Kaçımız hatırlıyor; - Anne nolur ölme! -Ölmek istemiyorum, ölmek istemiyorum!!! bağırışlarını, ya da gökdelenin bilmem kaçıncı katından atılan genç bir kadının hepimiz kadar hata yapabilme hakkı varken nasıl kendi bedeninden ağır yargılara maruz bırakılıp hâla olayın faillerine ceza kesemediğimizi, ya da sahilde yüzükoyun, boğulmuş minicik bedeniyle yatan, kırmızı tişörtlü Aylan bebeği.Çocuk Esirgeme Kurumlarında mesela Malatya’da bakıcı anneleri tarafından onurları yok sayılmış, çıplak ve sıraya dizilmiş çocukların kaynar sularla haşlana haşlana yıkandığını... Kaçını hatırlıyoruzz kaçını... Romandaki genç kızın sonra da olgun bir kadın oluyor adı yok her roman karakterinin adı var bir tek onun yok. Süleymanın yeğeni, Kopuk kol Cavit’in kızı, Korkak ve çürüyen Ali’nin terkettiği sevgilisi, Gün’ün baş belası manevi kızkardeşi ,Ruhu çocuklukta sıkışmış Osman’ın karısı, Phonoeix in kapak kızı, Orospu evladı Teomanın yengesi.. Herkesin birşeyi yani, Hepimizden biri olabilecek potansiyel bir insan.. İnsan her daim arayışta bir canlı ..Varlığımıza bir mana bulmaya çabalamakla bir ömrü geçiriyoruz, Sanırım bu kitapta idi yaşamak kelimesinin tanımı; Yaşamak denen şey , kuyruğumuz ve biz kısırdöngü halinde başladığımız yeri kovalayıp duruyoruz.. Memento mori!! Fani olduğumuzu aklımızdan çıkarmadan yaşayabilmeyi becerebilseydik keşke!!! Ayfer Tunç’un bu başarılı Ruh okuyuculuğu romanını beğendim. Sorgulamaktan kaçınmayanlara, sorunları hasıraltı etmekten hoşlanmayalara ,korkmadan konuşabilenlere göre okuntu bir kitap.. Selam olsun terazinin o kefesindeki okurlara da.. ️

Yeşil Peri GecesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20147.3k okunma

··

88 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülcan Coşkun