Tarihin büyük komutanlarından biri diğer mahkûmları kışkırtıyor
gerekçesiyle, bir mahkûmu ölüme mahkum
ettirdi. Mahkûm idam sehpasına giderken kendi dilinden komutana ağza
alınmayacak küfürler etti. Mahkûmun ne dediğini merak eden komutan o dili
bilen yaverine mahkûmun neler söylediğini sordu. Yaveri de “Ben bir hata
ettim. Suçumu kabul ediyorum. Siz adaletli ve merhametli bir komutan olarak
biliniyorsunuz. Fakat beni cezalandırırsanız, zalim bir komutandan farkınız
ne olur” diye çevirdi. Komutan bu sözlerden hoşlandı ve mahkûmun şaşkın
bakışları altında onu bağışladı.
Fakat aynı dili çok iyi bilen bir başka yaveri, diğerini gözden düşürmek için
hemen atıldı.
“Yalan ve yanlış çevirdi saygıdeğer komutanım. Bu mahkûm o sözlerin
hiçbirini söylemedi. Tam tersine, size ağza alınmayacak küfürler etti.”
Komutan bu yaverinin sözlerinden hoşlanmayarak şöyle söyledi: “Önceki
yaverimin söylediği yalan, senin söylediğin doğrudan daha çok hoşuma gitti.”
Ve bağışlama kararından vazgeçmedi.