Hak sahibi kişi uygun durumlarda haklarını "sabırsızlıkla, inatla ya da ısrarla" isteyebilir, ya da onları hiç utanıp sıkılmadan, hiç çekinmeden, buyururcasına ileri sürebilir. Haklar yalnızca bir sevgi ve acımadan kaynaklanan ve kendilerine karşı en uygun yanıtın gönül borcu olması gereken armağanlar ya da iyilikler değildirler.