Gönderi

“Âlimlerin meşhurları, fakîhler ile kelâmcılardır.” sözüne gelince: Bilmiş ol ki Allah katında fazîlet sâhibi olmakla, insanlar arasında ün almak ayrı şeylerdir. Meselâ Hazret-i Ebû Bekir radıyallahu anh’ın insanlar arasındaki şöhreti hilâfetiyle, fazîleti ise kalbinde yerleştirdiği ve büyüttüğü sır iledir. Hazret-i Ömer radıyallahu anh’ın insanlar arasındaki şöhreti adâletiyle ise de fazîleti, kendisiyle berâber onda dokuzu giden, mârifetullah ile riyâsetinde halka şefkat ve adaletiyle, Allah rızâsını aramasındadır. Bu da içinde saklı olan bir sırdır. Diğer görülen işlerine gelince; bunlar, şöhret ve nâm almayı seven, mevki kazanmak için gösteriş yapmak isteyenlerde de görülebilir ve böylelikle şöhret, tehlikeli şeyde, fazîlet ise (Allâhu Teâlâ’dan başka kimsenin bilemeyeceği) gizlilik içindedir.
Sayfa 156
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.